31 Mart 2019 Pazar

  Hiç yorum yok

Burun Üstündeki Siyah Noktalar Nasıl Geçer ?

Yalnızca kadınların değil erkeklerin de sık sık karşılaşmak zorunda kaldıkları bir cilt problemi olan burun üstündeki siyah noktalar; cildimizin pürüzsüz görünümünü bozan, göze hiç de hoş görünmeyen, kendimizi çirkin hissetmemize neden olan en önemli cilt sorunları arasında yer alıyor.
Daha çok cildin yeterince temizlenmemesi sonrası ortaya çıkan bu durum; genellikle cildine özen göstermeyen bey ve bayanlarda görülürken; gözeneklerin kir ve ölü hücreler ile tıkanması, siyah nokta oluşumunu hızlandırıyor.
Yalnızca burun üstünde değil alın ve çene bölgesinde de rastlanabilen siyah noktalar; gün içerisinde gerekli miktarda su tüketmeyen, cildini nemsiz bırakan kişilerde de yoğun olarak gözlemleniyor.
Bu yazımızda burun üstündeki siyah noktalar neden olur? Burun üstündeki siyah noktalar nasıl geçer? sorularını yanıtlamak; burun üstündeki siyah noktalar için doğal maske tariflerine ve siyah noktalara doğal çözümlere yer vermek istedik.
Burnunuzdaki ve yüzünüzdeki siyah noktalardan bir an önce kurtulmak istiyorsanız; bu yazımızı mutlaka okumanızı öneriyoruz.
Burun Üstündeki Siyah Noktalar Neden Olur?
Özellikle yağlı ve karma cilt tipine sahip olan kişilerin yaşadığı ortak bir sorun olan burun üstündeki siyah noktalar; cildi nemsiz bırakmak, kaliteli cilt temizleme ürünleri kullanmamak sonrasında meydana geliyor.
Birtakım hormonal dengesizliklerden muzdarip olan bayanlarda da görülebilen bu siyah noktalar; makyajın iyice temizlenmemesi durumunda da yaygınlaşabiliyor.
Öncelikle gözeneklerde biriken kir ve kalıntılar; gözeneklerin yağ bezeleri ile dolmasına ardından da yağ bezelerinin siyah noktaya dönüşmesine neden olurken; bu noktalar ile karşılaşmak istemeyen kişilerin ilk olarak cilt bakımına ve temizliğine mümkün olduğunca özen göstermeleri gerekiyor.
Burun üstünde ve yüzünüzde siyah nokta oluşumunu en aza indirgemek istiyorsanız; geceleri yatmadan önce makyajınızı kesinlikle çıkarmanızı, kaliteli bir makyaj temizleme solüsyonu kullanmanızı, cilt tipinize uygun bir nemlendirici ile her daim cildinizi nemlendirmenizi öneriyoruz.
Cildinizi ölü hücrelerden arındırmak adına haftada birkaç kez peeling yaparak da burnunuzda ve cildinizde siyah nokta oluşumunu yavaşlatabilirsiniz.
Siyah noktalar nasıl geçer ? Tıklayınız…
Bütün aldığınız önlemlere rağmen burnunuzdaki siyah noktalardan kurtulamıyorsanız; aşağıdaki önerilerimize kulak verebilirsiniz.
Önemli Not: Burnunuzun üstündeki siyah noktalardan kurtulmak adına bu noktaları sivilce sıkar gibi sıkmanız; siyah noktanın cildinize yayılmasına ve cildinizde iz kalmasına sebep olabilir. Bu yüzden de bu siyah noktaları sıkmanızı hiçbir şekilde önermiyoruz.
Siyah noktaları sıkmak yerine birtakım doğal yöntemlere başvurarak siyah noktaların geçmesini sağlayabilirsiniz.
Burun Üstündeki Siyah Noktalara Doğal Çözümler
Limon Suyu
Ciltte bulunan her türlü lekeyi gidermenin yanı sıra cilt rengini de açan limon suyu; burun üstündeki siyah noktaları gideren doğal maskeler listemizde ilk sırada bulunuyor.
Limon suyu kullanarak; burnunuzun üstündeki siyah noktaları gidermek adına limon suyunu burun üstündeki noktalara direk olarak sürebilir, 10 dakika bekledikten sonra cildinizi bol soğuk ile yıkayarak, durulayabilirsiniz.
Limonun cilde faydaları nelerdir ? Tıklayınız…
Dilerseniz eşit miktarda limon suyu, salatalık suyu, bal ve sirkeyi bir kasede karıştırarak, hazırladığınız bu maskeyi cildinize uygulayabilirsiniz.
Soğan ve Sarımsak Kürü
Cilt lekeleri ile savaşan, cildi ölü hücrelerden arındıran ve cilt lekelerinin soyulmasına yardımcı olan soğan ve sarımsak yardımıyla da cildinizdeki siyah noktalara elveda, diyebilirsiniz.
Soğan ve sarımsak kürünü hazırlamak için 3-4 diş sarımsağın ve ½ adet soğanın suyunu iyice sıkın. Karıştırdığınız soğan ve sarımsak suyunu burnunuzun üstündeki siyah noktaların üzerine sürün. 10 dakika bekleyin ve cildinizi bol soğuk su ile yıkayın.
Bu kürü haftada birkaç kez düzenli bir şekilde uyguladığınız takdirde birkaç ay içerisinde burun üstünüzdeki siyah noktaların azaldığına şahit olabilirsiniz.
Salatalık, Domates ve Patates Kürü
Cilt bakımının olmazsa olmazlarından biri olan salatalık; cildi nemlendirmenin yanı sıra ciltteki siyah noktalara da iyi geliyor.
Bu kürü hazırlamak için birer adet salatalık, domates ve patatesi soyduktan sonra blenderdan geçirin ve püre kıvamına getirin.
Püre kıvamına gelen bu kürü; burnunuzun üstündeki ve cildinizdeki siyah noktaların üzerine güzelce sürün. 10 dakika boyunca bekledikten sonra cildinizi bol soğuk su ile yıkayın.
Bal
Cildi ölü hücrelerden ve toksinlerden arındıran bal; mükemmel bir siyah nokta giderici olarak, bayanlara oldukça pratik bir şekilde siyah noktalarından kurtulabilme şansı da tanıyor.
Balın cilde faydaları nelerdir ? Tıklayınız…
Balın bu mucizevi özelliğinden yararlanmak adına bir kaşık balı iyice ısıtın ve siyah noktaların üzerine sürün. 10 dakika bekledikten sonra cildinizi bol ılık su ile yıkayın.
Çemen Otu
Muhteşem bir siyah nokta giderici olan çemen otu maskesi; siyah noktalarla uğraşmak zorunda olduğunuz günleri artık geride bırakabilmenizi sağlayacak olan bir diğer mucizevi yöntem!
Çemen otu sayesinde siyah noktalarınız ile vedalaşmak adına bir tutam çemen otunun yapraklarını güzelce ezin. Ezdiğiniz yaprakları bir miktar su ile karıştırarak, macun kıvamına getirin.
Macun kıvamına gelen çemen otunu siyah noktalarınızın üzerine iyice yedirerek sürün ve 10 dakika boyunca bekleyin. Ardından son olarak cildinizi bol soğuk su ile durulayın.
Burun Üstündeki Siyah Noktalar İçin Doğal Maske Tarifleri
Karbonat ve Maden Suyu Kürü
Malzemeler:
2 tatlı kaşığı karbonat
Bir miktar maden suyu
Hazırlanışı:
Tüm malzemeleri bir kasede karbonat macun kıvamına gelene kadar karıştırın.
Hazırladığınız karışımı parmak uçlarınız yardımıyla masaj yapar gibi burnunuzun üstündeki siyah noktalara sürün.
Karbonatın cilde faydaları nelerdir ? Tıklayınız…
Maske cildinizde kuruduktan sonra cildinizi bol ılık su ile durulayın.
Bu maskeyi haftada 2 kez olacak şekilde düzenli olarak en az birkaç ay uygulayarak; siyah noktaların yok olduğuna tanık olabilirsiniz.
Kil ve Elma Sirkesi Kürü
Malzemeler:
½ yemek kaşığı bentonit kil
Bir miktar elma sirkesi
Hazırlanışı:
Bentonit kili ve elma sirkesini kil macun kıvamına gelene dek güzelce karıştırın.
Hazırladığınız karışımı parmak uçlarınızla hafif hareketlerle ince bir tabaka halinde burun üstünüzdeki siyah noktalara sürün.
20 dakika boyunca maskenin kurumasını bekleyin ve cildinizi bol su ile durulayın.
Haftada bir kez olacak şekilde en az birkaç ay boyunca bu maskeyi uygulayın.
Bal ve Esmer Şeker Kürü
Malzemeler:
1 çay kaşığı kaşığı bal ve esmer şeker
Hazırlanışı:
Bal ve esmer şekeri güzelce karıştırın.
Hazırladığınız maskeyi burnunuzun üstüne ince bir tabaka olacak şekilde sürün.
20 dakika bekleyin ve yüzünüzü bol ılık su ile durulayın.
Bu maskeyi 15 günde 1 kez olacak şekilde cildinize uygulayabilirsiniz.
Yoğurt ve Limon Kürü
Malzemeler:
1 adet limonun suyu(taze limon)
Bir kase yoğurt
Hazırlanışı:
Bir kase yoğurdun içine bir adet limonun suyunu güzelce sıkın.
Limon ve yoğurdu iyice karıştırdıktan sonra burnunuzun üstündeki siyah noktalara yedirin.
20 dakika bekleyin ve cildinizi ılık su ile durulayın.
Yulaf Ezmesi ve Yoğurt Kürü
Malzemeler:
½ tatlı kaşığı yulaf ezmesi
½ tatlı kaşığı yoğurt
Bir miktar limonun suyu
Hazırlanışı:
Tüm malzemeleri macun kıvamına gelene kadar güzelce karıştırın.
Hazırladığınız kürü burnunuzun üstüne sürün.
Kür burnunuzun üstünde kuruduğunda cildinizi bol soğuk su ile durulayın.
Tarçın ve Bal Kürü:
Malzemeler:
1 çay kaşığı toz tarçın
3 yemek kaşığı bal
Hazırlanışı:
Toz tarçını ve balı bir kasede hamur kıvamına gelene kadar karıştırın.
Hazırladığınız hamuru yatmadan önce burnunuzun üstündeki siyah noktalara sürün.
Sabah uyandığınızda cildinizi bol ılık su ile durulayın.
2 hafta boyunca her gece bu işlemi tekrarlayın.
NOT: Dilerseniz bal yerine limon suyu da kullanabilirsiniz.
Siyah noktalar için doğal maske tarifleri nelerdir ? Tıklayınız…
Burun Üstündeki Siyah Noktalar İçin Maske Tarifleri( Suna Dumankaya)
Doğal maske ve kür tarifleri milyonlarca kadın tarafından ilgi ile takip edilen ünlü güzellik uzmanı Suna Dumankaya’nın siyah nokta giderici maske tariflerine bir şans vererek de siyah noktalarınızdan kurtulabilirsiniz.
Suna Dumankaya Siyah Nokta Giderici Maske Tarifi 1:
Malzemeler:
2 tatlı kaşığı öğütülmüş badem
1 adet yumurtanın beyazı
3 yemek kaşığı yulaf unu
Hazırlanışı:
Tüm malzemeleri bir kasede karıştırın ve içine birkaç damla su damlatın.
Karışımı bir fırça kullanarak, burnunuzun üstündeki siyah noktalara sürün.
15 dakika boyunca bekledikten sonra maskeyi burnunuzun üstünden ovarak çıkarın.
Haftada 2 kez olacak şekilde bu maskeyi cildinize uygulayabilirsiniz.
Suna Dumankaya Siyah Nokta Giderici Maske Tarifi 2:
Malzemeler:
1 yemek kaşığı yoğurt
1 adet rendelenmiş limonun kabuğu
1 kaşık mısır unu
Hazırlanışı:
Tüm malzemeleri iyice karıştırın.
Hazırladığınız karşımı burnunuzun üstüne sürün.
15 dakika bekleyin ve cildinizi ılık suyla durulayın.
Suna Dumankaya Siyah Nokta Giderici Maske Tarifi 3:
Malzemeler:
1 çorba kaşığı yulaf unu
1 çorba kaşığı kil
1 çorba kaşığı su
1 çorba kaşığı yüz kremi
Hazırlanışı:
Tüm malzemeleri bir kasede karıştırın.
Macun kıvamına gelen maskeyi burnunuzun üstündeki siyah noktalara sürün.
5 dakika bekledikten sonra maskeyi ovarak cildinizden çıkarın.
Not: Dilerseniz; yulaf unu yerine mısır unu da kullanabilirsiniz.

  Hiç yorum yok

Dişlerinizi Bu Yağlarla Fırçalayın ve Ömür Boyu Dişçiye Gitmeyin!

Bitki özleri alternatif tıpta ve aromaterapide sıklıkla kullanılıyor ve bildiğiniz gibi faydaları saymakla bitmez. Muhtemelen bilmediğiniz şey bu bitki özlerinin dişlerinize ne kadar iyi geleceği.
Plak, leke ve bakteri oluşumunu engellediğini hatta diş ve diş etlerinizi daha sağlıklı hale getirdiğini zamanla siz de göreceksiniz. En etkili iki yağımız çay ağacı yağı ve karanfil yağı.

Çay Ağacı Yağı

Çay ağacı yağında bakteri, virüs ve mantar kaynakları hastalıkları önleyen doğal özellikler bulunur. Bu sebeple, ağız kokusu ve ağız içi tüm sorunlarınızda, ağzınızı temiz tutmak için rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Karanfil Yağı

Karanfil yağı diş hekimlerinin ağzınızı uyuşturmak için kullandığı yapay bileşenin aynısını doğal olarak barındırıyor. Ayrıca içerdiği antioksidanlar sayesinde ağız sağlığı için harika bir araç oluyor.

Çay Ağacı Yağı ve Karanfil Yağı Karışımı

Bu iki yağı her gün karıştırarak kullandığınızda, kısa süre içerisinde ağız sağlığınızda ciddi farklılıklar meydana gelecek. Tek yapmanız gereken birer damla çay ağacı ve karanfil yağını, taşıyıcı bir yağ olan hindistancevizi yağıyla birleştirip dişlerinizi bununla fırçalamak.

  Hiç yorum yok

Klozete 1 Kaşık Karbonat Atarsanız

Eviniz için her türlü temizleyici malzemeyi alırsanız, bu günlerde size biraz pahalıya patlayabilir. Aslında çoğumuz evlerimizde kir ve lekelerden kurtulabilmek için gerekli malzemelere sahibiz…

Para Harcamaktan Kurtaran Temizlik Hileleri
Çamaşır
Yağlar ve lekeler, bebek pudrası ile temizlenebilir. Lekeli veya yağlı olan kısıma bebek pudrasını dökün ve bir gece öyle bırakın. Daha sonra normal olarak yıkayın.
Çamaşır suyu, giysilerinizin hızlı bir şekilde yıpranmasına neden olabilir. Çamaşır suyu yerine kabartma tozu ve sirke karışımını kullanabilirsiniz. Bu doğal tarif, beyazlarınızı gerçekten beyaz yapacaktır.
Diş fırçaları
Evinizde en çok kir toplayan şeylerden biridir. Hidrojen peroksit, tüm zararlı mikropları öldürür ve insanlar için güvenlidir. Fırçanın ucunu sıvıya batırın ve kirli uçları önlemek için fırçalarınızı tuttuğunuz bardağın içine biraz hidrojen peroksit dökün.
Banyo
Tuvaletler için çözüm aslında çok basit. Evinizde bulunan kolayı tuvalet içerisine dökün ve birkaç saat öyle bırakın. Asit sayesinde kirler çıkacaktır.
Tuvaletinizi dezenfekte etmek için karbonatda kullanabilirsiniz. Karbonat bu tür işlerde etkili bir temizlik maddesidir. Klozet etrafına birkaç yemek kaşığı karbonat dökün ve 10 dakika bekleyin. Sonra fırçalayın. Aradaki farkı göreceksiniz.
Limon, sirke ve tuz, doğal bulaşık deterjanlarıdır. 2 bardak suyun içine 4 limon kesip ekleyin ve pişirin. Daha sonra karıştırın, tuz ve sirke ekleyin ve tekrar kaynatın. Mağazada satılan bulaşık makinesi paketi yerine 3 çorba kaşığı limon jeli kullanın.
Mutfak
Çaydanlıklarda bulunan kireci gidermek için yarım sirke ve yarım suyu karıştırıp çaydanlığın içine dökün ve öyle kaynatın. Sonrasında suyu dökün ve çaydanlığı yıkayın. Kullanmadan önce farklı bir suyla kaynatın.
Camları temizlemek için kabartma tozu ve sirke kullanmak
Camların köşelerinde bulunan toz ve kirin temizlenilebilmesi için kabartma tozu ve sirke kullanılmalı. 5-10 dakika beklettikten sonra diş fırçası yardımıyla köşelere gezdirebilirsiniz. Kalan kısımları bez ile alabilirsiniz.
Bir diğer yöntem de yumuşatıcı kullanmak. Hemen suyun içine yumuşatıcı ekleyin. Sprey şişesine koyup pencerelerinize sıkın ve kuru bezle camlarınızı temizleyin. Pencerelerinizin nasıl parladığını görünce siz bile şaşıracaksınız!
Musluğu parlatmak için diş macunu kullanmak
Musluğunuzu parlatmak için tek yapmanız gereken, üzerine biraz diş macunu koymak ve sünger yardımıyla temizlemek.
Tuvaleti temizlemek için kâğıt havlu ve sirke kullanmak
Tuvaleti temizlemeden önce hazırlık yapmanız size çok kolaylık sağlayacaktır. Bunun için, tuvalet kâğıdının üstüne biraz sirke dökün. Ve bunu birkaç saatliğine tuvalete koyun. Sonrasında tek yapmanız gereken tuvalet kâğıdını kaldırmak olacaktır.
Mobilya çiziklerini düzeltmek için ceviz kullanmak
Mobilyalarınızdaki küçük çizikleri saklamak için doğal yağ içeren cevizleri kullanabilirsiniz. Sonrasında Yumuşak ve kuru bir bezle mobilyayı temizleyebilirsiniz. Bu yöntem mobilyadaki çizik ve diğer lekeleri fark edilemez hale getirecektir.
Sararan yastık kılıfları için bulaşık deterjanı kullanmak
Sararmış yastık kılıflarını beyazlatmak için; 1 bardak toz çamaşır deterjanı ile bulaşık deterjanı, yarım bardak boraks, 1 bardak çamaşır suyunu ve kaynar suyu karıştırın.
Bu önemli bilgi ve yöntemlerden daha fazla kişinin faydalanması için, beğenip, paylaşmayı unutmayın lütfen…

Bu Kız Saçını Yıkadıktan Sonra Alüminyum Folyo İle Kapladı. Sonuçlarına İnanamayacaksınız!

  Hiç yorum yok



Maalesef, dünyadaki birçok kadın saçlarıyla ilgili çok fazla sorun yaşıyor! Ancak, endişelenmemelisiniz, çünkü bu basit karışım ile güzel ve güçlü saçlara kavuşacaksınız! Bu karışım için ihtiyacınız olan her şey tamamen doğal malzemelerdir. Evet, ve çok basit - sadece aşağıdaki makaleye bir göz atın ve daha fazlasını öğrenin! Bu yöntem çok basit ve kolaydır. Basit talimatları takip etmeniz yeterli.

Bu Kız Saçını Yıkadıktan Sonra Alüminyum Folyo İle Kapladı. Sonuçlarına İnanamayacaksınız!
Maalesef, dünyadaki birçok kadın saçlarıyla ilgili çok fazla sorun yaşıyor! Ancak, endişelenmemelisiniz, çünkü bu basit karışım ile güzel ve güçlü saçlara kavuşacaksınız! Bu karışım için ihtiyacınız olan her şey tamamen doğal malzemelerdir. Evet, ve çok basit – sadece aşağıdaki makaleye bir göz atın ve daha fazlasını öğrenin! Bu yöntem çok basit ve kolaydır. Basit talimatları takip etmeniz yeterli.


Gerekli Malzemeler: 
– 1 limon, portakal veya greyfurt
– 1 muz
– 2 litre süt

Hazırlanışı:
İşte yapmanız gereken şey – önce limon, portakal veya greyfurt sıkmanız gerekir. Ve sonra, bir karıştırıcıya bir muz eklemeniz ve 2 litre sütle iyice karıştırmanız gerekir. Daha sonra tüm bu malzemeleri karıştırın ve saçınıza uygulayın, ardından alüminyum folyo ile kaplayın. Bu karışım saçlar üzerinde yarım saat olacak şekilde bırakılmalı ve sonra saçlarınızı şampuanla yıkamalısınız. Bu güçlü karışım saçlarınızın parlak, sağlıklı, güzel ve kepeksiz olması için en önemli olanıdır. Sonuçlarına şaşıracaksınız.
  Hiç yorum yok


Tuvalete Telefonla Girenler Yandı

Siz de telefonsuz asla deyip tuvalete bile telefonunuzla girenlerden misiniz? Tuvalete götürdüğünüz cep telefonu, bir yıldırımsavar gibi etraftaki mikropları toplayıp el, ağız ve cildimiz yoluyla bu mikropları bize taşıyor…
İngiltere’de bulunan Surrey Üniversitesi’nde Mikrobiyoloji talebeleri, geçtiğimiz sene cep telefonlarını yakından araştırdı. Cep telefonlarında tuvaletlere oranla 18 kat daha fazla bakteri bulunduğu ortaya çıktı.
Üniversiteden Hekim Simon Park, cep telefonlarının irtibat emeli olmasıyla beraber kullanıcılarının şahsi izlerini de taşıdığını belirtti. Ve cep telefonları üzerinde bir hayli bakterinin varlığını farketti.

CEP TELEFONUNDA TUVALLETTEN 18 KAT DAHA BAKTERİ VAR

Cep telefonlarında tuvaletlere oranla 18 kat daha fazla bakteri bulunduğu ortaya çıktı. Üniversiteden Hekim Simon Park, cep telefonlarının irtibat emeli olmasıyla beraber kullanıcılarının şahsi izlerini de taşıdığını belirtti. Başka Bir Deyişle telefonlara gıda ve içeçekler de bulaştırılıyor. O sebeple bu bakterilerin içerisinde besin zehri kapsayanlar da bulunuyor.

TELEFONUNUZU TEMİZLEYİN

Uzmanlar, cep telefonu pakliğine itina gösterilmesi gerektiğinin altını çizdi. Cep telefonunuz parçalara dağılabiliyorsa, yeniden 3 ayda bir telefonu kapattıktan sonra en ince parçalarına kadar ayırmalısınız. Pili pamuk ya da toz önleyici mendil ile arındıktan sonra, kart yuvası ve öteki detay bölgeleri kulak çöpü ya da kullanılmamış diş fırçası takviyeyi ile arınabilirsiniz.

TELEFONUNUZU PARÇALARINA KADAR AYIRIN

Uslu telefonunuzun pakliğini umursamama etmemelisiniz. Şayet uslu telefonunuzu parçalara ayırabiliyorsanız 3 ayda bir telefonu kapattıktan sonra en ince parçalarına kadar ayırmalısınız. Pili pamuk ya da toz önleyici mendil ile arındıktan sonra, kart yuvası ve öteki detay bölgeleri kulak çöpü ya da kullanılmamış diş fırçası takviyeyi ile arınabilirsiniz.

30 Mart 2019 Cumartesi

  Hiç yorum yok

Hamilelikte Maden Suyu İçilir Mi Faydaları Nelerdir?


Hamilelikte maden suyu içmek katkısız ve doğal olması koşuluyla zararlı değildir. Maden suyunun bebeklere faydası hamilelik döneminde tüketildiğinde oldukça fazladır. Maden suyunun içerdiği zengin mineral, demir gibi değerler sayesinde hem anne hem de bebek için faydaları bulunmaktadır. Her şeyde olduğu gibi maden suyunun tüketiminin fazlası zarar vermektedir. Hamilelik dönemi için tüketilmesi gereken miktar için mutlaka doktora başvurulmalıdır.

Hamilelik Döneminden Tüketilmesi Gereken Maden Suyu Nasıl Olmalıdır?

Hamilelikte limonlu soda ya da meyve gibi katkı içeren sodaların tüketilmemesi gerekmektedir. Hamilelik döneminde tüketilen maden suyunun;
  • Doğal olması,
  • Katkı maddesi içermemesi,
  • Tatlandırıcı içermemesi,
  • Sade olması yani meyveli olmaması gerekmektedir.

Hamilelik Döneminde Maden Suyu Tüketilmesinin Faydaları

Gebelikte maden suyu içenler için sağladığı faydaların bilinmesi önemlidir. Hamilelik döneminde soda içilmesinin faydaları şu şekilde sıralanabilmektedir;
  • Hamilelik döneminde içilen maden suyu, hamile kadınları kemik erimesinden korumaktadır. Kemik erimesini önleme konusunda etkilidir.
  • Maden suyu içeriğinde bulunan sülfat mineraller hamilelik dönemindeki hazımsızlığı gidermek konusunda faydalıdır.
  • Maden suyunun içerdiği flor, hamilelik döneminde oluşabilecek diş çürüklerini önlemektedir.
  • Magnezyum açısından zengin olan maden suyu, hamilelik döneminde sıklıkla oluşan kramplar için fayda sağlamaktadır. Bunun yanı sıra içerdiği magnezyum kabızlığa da iyi gelmektedir.
  • Hamilelik döneminde vücudun ihtiyacı olan mineralleri karşılamaktadır.
  • Musluk suyuna nazaran daha fazla kalsiyum ve demir içerdiği için hamilelik döneminde tüketilebilecek ideal sıvılardan bir tanesidir.

Hamilelik Döneminde Maden Suyu Ne Kadar Tüketilmelidir?

Maden suyu ve sodalarda sodyum oranı yüksektir. Bu da hamilelik döneminde oluşabilecek yüksek tansiyonu tetiklemesi açısından zararlı olabilmektedir. Maden suyunun tüketiminin sağladığı faydalardan yararlanılabilmesi için tüketiminin sınırlandırılmasında fayda vardır. Günden bir ya da iki bardak maden suyu tüketilmesi yeterli olacaktır. Özellikle yüksek tansiyon problemi olan hamile kadınların doktoruna danışmadan kullanmaması tavsiye edilmektedir
  Hiç yorum yok

Isırgan Otunun Saçınıza Mucizevi 3 Faydası !

Isırgan otu, saçınıza bakım uygulamak için kullanabileceğiniz bitki türlerinden biridir. Nelere iyi geldiğini biliyor musunuz? Bu makalede daha fazlasını öğrenebilirsiniz.
Isırgan otunun kepek ve saç dökülmesiyle mücadelede size yardımcı olacağını biliyor muydunuz? Doğru duydunuz; birçok yerde kendiliğinden doğal olarak yetişen bu bitki saç bakımı adına güçlü bir bileşendir.
Saçlarınız, çok sayıda farklı çevresel faktörden etkilenebileceği göz önüne alındığında belirli bir özene ihtiyaç duyar. Buna ek olarak, serbest radikallerin kafa derinizdeki etkisi çok güçlüdür. Cildin bozulmasına ve kepek ve diğer sorunlara neden olurlar.
Neyse ki, saçınıza hak ettiği özeni göstermek için faydalanabileceğiniz, hasarlara karşı koyma ve saçın uzamasını destekleme ve parlaklığını artırma vb. hedefleri garantileyen birkaç alternatif mevcut. Oldukça etkili bu alternatiflerin çoğunun tamamen doğal olduğun altını çizmemiz gerekir.
Ayrıca bakınız: Saç Uzamasını Desteklemek İçin Bu 6 Otu ve Baharatı Kullanın
Isırgan otu
Isırgan otu yaygın olarak bilinen bir bitkidir. Nemli bölgelerde yetişir. Genellikle, bir su kaynağı (göl, nehir, gölet vb.) yakınında büyür. Aslında, bazen, insanların her ne pahasına olursa olsun bahçelerinde ortadan kaldırmaya çalıştıkları ot grubunun bir parçasıdır.
Isırgan otu çeşitli özelliklere sahip bir bitkidir: anti-bakteriyel, anti-histamin, arındırıcı ve anti-enflamatuvardır. Bu nedenle, genellikle çay veya tonikler bünyesinde kullanılsa da, başka birçok kullanım alanı vardır.
Örneğin bitkisel gıda dükkanlarında, kapsüller halinde bulabilirsiniz. Bununla birlikte, bu ne en yaygın ne de en faydalı kullanım şeklidir. Ayrıca doğrudan yiyerek de tüketebilirsiniz (örneğin salatalarda).
Isırgan otunun saçınıza faydaları
Isırgan otu saçınıza hak ettiği özeni sağlamak konusunda çok yararlıdır, çünkü kafa derinizdeki yağ üretimini dengelemeye ve biriken serbest radikalleri serbest bırakmaya yardımcı olur. Sonuç olarak, kılcal damar sağlığını teşvik eder.
Bu bitkiye aşina olan insanlar genellikle tüm avantajlarından yararlanmak için günlük şampuanlarına birkaç tane ısırgan yaprağı ekler. Öte yandan, ev yapımı saç maskelerinde, toniklerde ve daha başka birçok üründe ısırgan otuna denk gelebilirsiniz.
Isırgan otu, A, B, C, E vitaminleri ve demir, kalsiyum, kükürt, magnezyum ve çinko gibi mineraller açısından zengin bir bitkidir.
1. Saç Dökülmesini Önler
Kan akışını uyarması nedeniyle, saç foliküllerini daha güçlü hale getirir ve bu da dökülmelerini ya da kırılmalarını önler.
2. Yağ üretimini dengeler
Günlük saç bakımı söz konusu olduğunda yağ en karmaşık konulardan biridir. Bununla birlikte, çok yaygın bir sorundur ve bir çözümü vardır.
Aşırı sebum ve biriken yabancı parçacıklar çok can sıkıcı sonuçlar doğurabilir. Neyse ki, ısırgan otu gibi bir bitki aşırı yağ üretiminin dengelenmesine yardımcı olur.
Bunu nasıl yaparsınız?
Saçınızı toksinlerden arındırarak ve kafa derinizde yağ üretiminde artışa neden olan bakterilerle mücadele ederek.
3. Saçınızı Güçlendirir
Daha önce bahsedilen faydaları göz önüne alındığında, düzenli ısırgan otu kullanımı sayesinde saçlarınız fark edilir derecede güçlenir. Bununla birlikte, bu bitkinin sırrı sadece vitamin ve mineraller açısından zengin olmasında değil, aynı zamanda güçlü bir nem kaynağı olmasında saklıdır.
Saçınızı yıkayarak ve nemlendirerek, saçınızın hacmini ve uzamaya yeni başlayan saç tellerinin kalitesini artırır. Bu nedenle, ısırgan otunu yaklaşık olarak bir hafta kullandıktan sonra saçlarınız daha sağlıklı görünecektir. Bir ay sonrasında ise muhteşem saçların tadını çıkaracaksınız.
Bu bitkiden nasıl yararlanılır?
Bu bitkinin saç bakımı konusunda sunduğu tüm avantajlardan yararlanmak için taze ısırgan yapraklarından çay yapabilirsiniz.
Taze ısırgan otu satın alın veya bahçenizden toplayın, bir tencerede 200 ml veya bir bardak su kaynatın.
Su kaynamaya başladığında, ısırgan otunu içine ekleyin ve ocağın altını kısın.
5 dakika bekleyin ve ocağı söndürün.
Bu çayı içebilir ya da her zamanki normal şampuanınızla saçlarınızı yıkadıktan sonra doğrudan saçınıza uygulayabilirsiniz.
Bu işlemi sık sık tekrarlayın ve azar azar, sonuçları göreceksiniz.
Ayrıca, bu bitkinin yapraklarını yeşil smoothielere, güveçlere, salatalara ve daha başka birçok tarife ekleyebilirsiniz.

Varislerin Etkisini Azaltacak Önlemler

  Hiç yorum yok

Varislerin Etkisini Azaltacak Önlemler


Özellikle bahar ve yaz aylarında rahatsız edecek olan varisler, birçok kişi için sancılı süreçlere sebep olur. Prof. Dr. Semih Barlas sıcak havalarda varislere iyi gelecek ipuçlarını bizlerle paylaştı.
Özellikle bahar ve yaz aylarında rahatsız edecek olan varisler, birçok kişi için sancılı süreçlere sebep olur. Prof. Dr. Semih Barlas sıcak havalarda varislere iyi gelecek ipuçlarını bizlerle paylaştı. İşte detaylar...
Uzmanına Başvurun
Bacaklarında inceden kalına farklı çaplarda varisleri olan kişiler için, sıcak yaz mevsimi, yeni problemlere de yol açabilir. Eğer bacaklarınızda böyle bir sorun bulunuyorsa, ağrılarınızdan veya bileklerinizdeki şişkinliklerden kurtulabilmek için ya da bacaklarınızı gözlerden saklama gereksinimi duymamak için bu konunun uzmanı bir kalp damar cerrahına başvurarak tedavi olmanızda yarar var.
Varisin Tedavisi Mümkün
Varis sorunu yaşayan kişilerin sıcak havalarda şikayetlerinin artabileceğini belirten Prof Dr Semih Barlas, yeni teknoloji tedavi yöntemleri ile çok kısa sürede, anestezi almadan ve bacakta hasar yaratmadan bu sorunu giderebildiklerini ifade etti. Barlas, varis problemi olanların yaz aylarında yaşayabileceği bacak huzursuzluğunu azaltacak 8 öneride bulundu.

Bacak Huzursuzluğunu Azaltacak Öneriler
- Bol veya rahat kıyafetler giyerek bacaklarınızı serin tutun.
- Gün içinde çok fazla su tüketin.
- Aşırı zorlayıcı olmayan egzersizler yapın.
- Topuklu ayakkabılardan uzak durun.
- Basınçlı çoraplar giyin.
- Güneşte yanmak yerine suni bronzlaştırıcılar kullanın.
- Bacaklarınızı yüksekte tutun.
- Tuz tüketimini azaltın
  Hiç yorum yok

Şişkinliğe İyi Gelecek Tavsiyeler

Şişkinlik çoğumuzun sorunlarından biri ve etkili bir tedavi yöntemi bulunmuyor. Ancak rahatlamamızı sağlayabilecek birçok çözümü var. İşte şişkinliğe iyi gelecek çözüm önerileri...
Sistemde oluşan fazla hava organların duvarlarında gerilmeye sebep olur. Uyarılan sinir uçları sayesinde karın ağrısı, düzensiz tuvalete çıkma, sık geğirme, kontrolsüz yellenme, nefes darlığı, çarpıntı gibi fonksiyonel bozukluklar görülmeye başlar. Gastroentereloji Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Pata gazdan şikayetçi olanlara tavsiyelerde bulundu.
FAZLA ŞİŞKİNLİK KALP ÇARPINTISINA SEBEP OLABİLİR
Gün içerisinde sistemde yaklaşık 3-4 litre gaz oluşuyorsa, bunun yaklaşık yarısı yuttuğumuz havadan kaynaklanır. Kalan kısmın yaklaşık yarısı sindirim sırasında ortaya çıkan gaz, diğer yarısı ise bağırsak bakterilerinin ürettiği gazlardır. Gazın artması öncelikle mide ve bağırsaklarda şişkinliğe neden olur.
Şişkinlik ise karın ağrısına, kapladığı hacimle nefes darlığına çok daha ilerlerse kalp de çarpıntılara sebep olabilir. Vücudumuz tüm aksaklıklarda kendisini korumak üzere programlanmıştır. Fazla gazı atmak için sık yellenme, sık geğirme kaçınılmazdır, ötesinde vücut için yararlıdır, sorunun büyümesini önler.
BASİT ÖNLEMLERLE GAZ ŞİKAYETİNİ AZALTIN
Şişkinlik oluşmaması için öncelikle yuttuğumuz havayı azaltmaya çalışmalıyız. Yemekleri yavaş yemek oldukça önemli, hızlı yediğimizde çok hava yutulması kaçınılmaz olur. Önemli bir nokta da yemek yerken konuşmamaktır,konuştukça hava yutulur.
Besinlerin çiğnenmesi sindirimin ilk basamağı olup oldukça önemlidir. Ancak her çiğneme ile hava yutulduğu unutulmamalı, aşırıya kaçılmamalı, yeterince çiğnedikten sonra gıda yutulmalıdır.
STRESTEN UZAK DURUN
Dikkat edilmesi gereken diğer bir nokta ise stres. Biliyoruz ki yoğun stres midede gastrit veya ülser, spazm, bağırsaklarda da aşırı kasılmalara yol açabilir. Yine kronik geğirmenin altından da yoğun stres çıkabilir. Bütün bunlara rağmen iyileşme sağlanamayan hastalarda bazen psikolojik olarak rahatlatıcı bir tedavi ya da psikiyatri muayenesi önerilir.
  Hiç yorum yok

Kolon Kanserinden Korunmanın Yolları

Kolon Kanserinden Korunmanın Yolları

Kolon Kanserinden Korunmanın Yolları
Dünyada ve ülkemizde görülme sıklığı olarak 3. sırada olan kolon kanserinin, gençlerde görülme oranı da oldukça yüksek. Kolon kanserinin en önemli özelliği ise önlenebilir olması. Peki kolon kanserinden nasıl korunulur? Belirtileri nelerdir?
Dünyada ve ülkemizde görülme sıklığı olarak 3. sırada olan kolon kanserinin, gençlerde görülme oranı da oldukça yüksek. Kolon kanserinin en önemli özelliği ise önlenebilir olması. Peki kolon kanserinden nasıl korunulur? Belirtileri nelerdir? İşte yanıtı...
Gençlerde Görülme Oranı Artıyor
Yapılan istatistiklerde, 1992-2014 yılları arasında, 20-49 yaş arasındaki yaş grubunda kanser olgularının her yıl yüzde 1-2 oranında artış gösterdiği ortaya çıkmıştır. Günümüzde genç yaşta daha sık görülmesinde yüzde 35 oranla genetik faktörlerin rol oynadığı biliniyor. Ayrıca beslenme alışkanlıkları, yaşam tarzı ve diğer çevresel faktörler de bu artışta etkili oluyor. Kolon kanserinin en önemli özelliği ise sinsi bir hastalık olması. Kanserin başlangıç evresinde veya kanser öncesi lezyonlar olan poliplerin varlığında genellikle hiçbir belirti vermiyor. Bu sebeple de hastaların en az dörtte birinde ancak ileri aşamada tanı konulabiliyor.
Kolon Kanserinden Korunmanın Yolları
- Dışkıda gizli kan testi ve kolonoskopi yaptırmayı unutmayın.
- Kırmızı et tüketimini azaltıp, balığa ağırlık verin.
- Sigarayı bırakın ve alkol kullanımını azaltın.
- ideal kilonuza kavuşmak için çabalayın.
- Düzenli ve tempolu yürüyüşler yapın.
- Kalsiyum ve D vitaminine dikkat edin.
Kolon Kanserinin Belirtileri
- Bağırsak alışkanlığında kabızlık veya ishal şeklinde değişiklik,
- Makattan kan gelmesi,
- Karın ağrısı,
- Kansızlık
- Açıklanamayan kilo kaybı
  Hiç yorum yok

KANSERDEN KORUNMANIN 13 YOLU

Bilim insanlarının tedavisi için üzerinde çalıştığı kanser hastalığı, günümüzün en önemli sağlık sorunlarının başında geliyor. Dünyada her yıl 18,1 milyon kişiye kanser tanısı konarken, 9,6 milyon kişi de kanser nedeniyle yaşamını yitiriyor.
Türkiye’de ise her yıl 170 bin kişinin kansere yakalandığını ve yaklaşık 150 bin kişinin hayatını kaybettiğini belirten Prof. Dr. Necdet Üskentkanserden korunma yolları ile ilgili bilgiler verdi.

Sigaradan uzak durulmalı:

Sigara içerisinde 4000’in üzerinde zararlı kimyasal bulunuyor. Bu kimyasallar DNA’ya zarar vererek önemli genlerde değişikliğe neden oluyor. Kanser hücreleri vücutta gelişerek hızla ve kontrol dışı çoğalarak kansere neden oluyor. Akciğer, yumurtalık kanserleri, bazı lösemi türleri, ağız, gırtlak, üst yutak, burun ve sinüsler, yemek borusu, karaciğer, pankreas, mide, böbrek, mesane, rahim ve bağırsak kanserleri doğrudan sigara kullanımı ile ilgili.

Şeker doğal yiyeceklerden karşılanmalı:

Vücutta kanser hücreleri dahil, tüm hücrelerin şekere ihtiyacı var. Şekerin neden olduğu aşırı kilolar, bel çevresindeki yağlanma ve obezite de kanseri tetikleyen en önemli faktörler arasında. Şeker sebze ve meyvelerden karşılanmalı. Çocuklara küçük yaşlardan itibaren sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırılmalı, sağlıklı atıştırmalıklar özendirilmeli. Fazla yağlı ve şekerli gıdaların tüketilmesinin kanserle ilişkili olduğu kanıtlanmış. Şekerli gıdalar vücutta enflamasyonu da (iltihap) artıyor. Kanserin kökeni olan enflamasyon, kanser hücrelerinin çoğalmasına da neden oluyor.

Yağlı yiyeceklerden uzak durulmalı:

Kızarmış yiyecekler, yağlı etler ve diğer yüksek yağ oranlı yiyecekler daha az tüketilmeli. Günde en az 5 tane meyve ve sebze yenmeli, özellikle yeşil yapraklı ve yüksek C vitaminli besinler, turunçgillertüketilmeli. Yulaf gibi tahıllar ve haftada 2 kez balık tüketilmeli. Ayrıca ailesinde kanser vakaları olanlar beslenmesine dikkat etmenin yanı sıra düzenli taramalarını da ihmal etmemeli.
Hareketli yaşam tarzı benimsenmeli:
Egzersiz kanser, diyabet, tansiyon, kalp hastalıkları gibi hastalıkların görülme riskini azaltıyor. Düzenli egzersiz metabolizmayı olumlu etkileyerek, bağışıklık sistemini güçlendirerek, fazla kiloları yok ederek ve stresi azaltarak kanser riskini azaltıyor. Metabolik sorunlar, bağışıklık sisteminin zayıflaması ve fazla kilolar da kansere yol açan başlıca nedenler arasında. Çağımızın çocukları çok hareketsiz, parklarda bahçelerde oynamak yerine, televizyon, bilgisayar ya da tablet karşısında oturuyorlar. Haftada 5 gün 30 dakika yürümeyle kolon kanseri ve meme kanseri riski yüzde 30-40 oranında azaltılabiliyor.

Sebze ve meyveler iyi yıkanmalı:

Sebze ve meyveleri iyi yıkamak, tuzlu ve sirkeli suda bekletmek yiyeceklerin kimyasallarını/ilaçlarının arındırılmasında oldukça önemli.
Elektronik cihazlar:
Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı, 14 ülkeden 31 bilim insanının katıldığı kapsamlı araştırmaya göre cep telefonu beyin kanseri riskini artırıyor. Araştırmada bir beyin kanseri tümörü olan gliomanın oluşum riski, kablosuz sistem kullanımıyla artarken, cep telefonu kullanılırken mutlaka kulaklık kullanılması önerilerek telefonun yastığın altına ya da başucuna konarak uyunmaması gerektiği belirtiliyor.

Stresten uzak durulmalı:

Birçok kanser türü, bağırsak hastalıkları, tansiyon, diyabet ve kalp hastalıklarının strese bağlı olduğu bilimsel olarak da kanıtlamış durumda. Kanserden ve diğer hastalıklardan korunmak için stresle mücadeleyi ve stresi biraz daha hafif yaşamayı öğrenmek önemli. Fiziksel aktivite, egzersiz, meditasyon, yoga, müzik terapisi gibi yöntemlerden faydalanılarak stres azaltılabilir.

Obeziteye karşı önlem alınmalı:

Fazla kilolu ve obez kişilerde özellikle menopoz sonrası meme kanseri, bağırsak kanseri, rahim kanseri, yumurtalık kanseri, yemek borusu kanseri, pankreas kanseri, böbrek kanseri, prostat kanseri, mide kanserive safra kesesi kanseri riskinin arttığı görülüyor. Araştırmalar fazla kilo ve obezitenin kanseri tetiklediğini gösteriyor. Östrojen ve insülin de dahil olmak üzere, bu hormonların bazılarının yüksek düzeyde olması belirli kanserlere yakalanma riskini arttırabiliyor. Araştırmalar, obezite ve fiziksel aktivite yetersizliğinin yüzde 20-25 oranında özellikle meme, kolon ve yemek borusu kanserlerine yakalanma riskini artırdığını gösteriyor. Obezite ayrıca karaciğer ve rahim kanseri riskini de yüzde 20-30 oranında artırıyor.

Kaliteli uyku uyunmalı:

 Düzensiz ve kalitesiz uykunun hormonlar ve metabolizmayı olumsuz etkiliyor. Uyku sırasında vücut için fayda sağlayan birçok hormon salgılanıyor. Uyku bozuklukları hem fiziksel hem de ruhsal pek çok hastalığı tetiklediği gibi kanser riskini de artırabiliyor.

Mikrodalga fırınlarda kullanılan kaplara dikkat edilmeli:

Mikrodalgaların, yiyeceklerin yapısını bozduğu ve yiyeceklerdeki besin değerlerini oldukça azalttığı iddia ediliyor. Böylece vücuda alınan vitaminlerin değeri bozuk veya değişmiş oluyor. Bu da zamanla kansere yol açabiliyor. Mikrodalga fırını kullanırken kullanılan kapların mikrodalgaya uygun olmasına özellikle dikkat edilmeli.

11:00-16:00 saatleri arasında güneşe çıkılmamalı:      

Güneş, cilt kanseri riskini artırıyor. Özellikle de güneş ışınlarının, çok yoğun ve kanserojen etkiye sahip oldukları 11:00-16:00 saatlerinde güneşe çıkmamakta yarar var. Cilt tipine uygun, yüksek koruma faktörlü güneş kremlerini kullanmak önemli.

Eskimiş tavalar kullanılmamalı:

Eskimiş, çizilmiş teflon tavaların kullanılmamasında fayda var. Ancak kaliteli, yüksek standartlarda üretilmiş tavalarda risk olmadığı belirtiliyor.

Cam ya da ahşap mutfak malzemeleri tercih edilmeli:

Plastik, kanserojen maddeler içerir. Bunun yerine cam ya da tahta ürünler kullanılmalı. Ancak artık çok kaliteli plastik ürünler var ve bunlar fırına hatta mikrodalgaya bile girebiliyor.