erkek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Ocak 2021 Salı

Kanserin vücudunuzda yayıldığına dair 10 işaret

  Hiç yorum yok
Ocak 12, 2021

Kanserin vücudunuzda yayıldığına dair 10 işaret

Kanser veya 'yüzyılın hastalığı' çok korkunç bir hastalıktır. Belirgin semptomları olmamasına rağmen vücutta kanser hücrelerinin varlığına işaret edebilecek işaretler gözlemlemek mümkündür.

Kanser veya "yüzyılın hastalığı" çok korkunç bir hastalıktır. Bu kötü huylu tümör, dünya çapında giderek daha fazla insanı etkiliyor ve her yıl binlerce insanı öldürüyor. Belirgin semptomları olmamasına rağmen vücutta kanser hücrelerinin varlığına işaret edebilecek işaretler gözlemlemek mümkündür. İşte görmezden gelmemeniz gereken 10 işaret!

Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) verilerine göre kanser, dünyada önde gelen ölüm nedenlerinden biridir. 2012 yılında 8,2 milyon kişi bu hastalıktan öldü. 

Kanser için risk faktörleri, her kanser türüne göre çok değişir. Genel olarak, kötü beslenme, hareketsiz bir yaşam tarzı ve sigara, dünya çapında bu kötü huylu tümörün ana nedenleri olmaya devam ediyor.

Kanser vücudun farklı bölgelerini etkileyebilir, ancak bazı kanser türleri diğerlerinden daha yaygındır. Yine de WHO verilerine göre 2012'de en sık görülen kanserler şunlardır:

 Erkeklerde: akciğer, kolon, rektum, prostat, karaciğer ve mide kanseri.
• Kadınlarda: meme ,  serviks , mide, kolon ve rektum kanseri.

Farklı kanser türleri çok nadiren semptom gösterir. Bununla birlikte, bazı işaretler uyarabilir ve erken teşhise yol açabilir.

İşte bilinmesi gereken 10 endişe verici kanser belirtisi:

1- Kistler veya gangliyonlar:

Göğüslerde, boğazda, midede veya koltuk altlarında kistler veya lenf düğümleri görünebilir ve farklı kanser türleriyle bağlantılı olabilir. Bu nedenle, vücudunuzda meydana gelen değişiklikleri not etmek için kendinizi düzenli olarak incelemek çok önemlidir . Bu düğümlerin boyutunda bir artış fark ederseniz, bir uzmanla görüşmeniz gerekecektir.

2- Kaşıntı:

Vücut kanseri bir bakteri olarak görür. Bu durumda  bağışıklık sistemi , asıl görevi vücudu bakterilere karşı korumak ve onları dışarı atmak olan beyaz kan hücreleri sayesinde organizmayı savunmaya çalışacaktır. Bu işlem kanserli bölgeye kan akışını artırarak kaşıntılı hislerle ilişkili renk değişikliğine neden olur.

3- İyileşmeyen yaralar:

İyileşmesi uzun süren küçük bir yara veya hafif bir kesik, kanserin habercisi olabilir.
Vücutta kanser hücreleri varsa, bağışıklık sistemi tüm çabalarını ve kaynaklarını onları yok etmek için onlara odaklıyor. Yani savunma mekanizmamız kanseri küçük çiziklere göre önceliklendirir .
Çok yavaş iyileşen yaralarınız varsa, enfeksiyonu önlemek için onları iyice temizlediğinizden emin olun. İhtiyati tedbir olarak kan taraması yapılması da tavsiye edilir.

4- Ağızdaki lezyonlar:

Ağızda, diş etinde veya boğazda görülen lezyonlar veya şişlik, basit bir alerjik reaksiyondan ağız kanserine kadar çeşitli sağlık sorunlarına işaret edebilir.
Bunlar özellikle beyazımsı ve kalıcı ise, bu işaret endişe verici olabilir!  Rahatsızlık veya yutma güçlüğü de ağız kanserinin bir işaretidir.

5-İştah kaybı:

Azalmış iştah, kanser de dahil olmak üzere bir dizi faktörden kaynaklanabilir. Kanserli çoğu insan daha az iştah yaşar ve artık yemeğe çekilmez. Bu, kansere bağlı metabolizmadaki değişikliklerle açıklanabilir.
İştahsızlık, önemli ölçüde kilo kaybına ve yetersiz beslenme ile ilgili sorunlara yol açabilir. Ayrıca, yaraların iyileşme sürecini etkileyecek zayıflamış bağışıklık sistemine de neden olabilir.

6- Dışkıda değişiklikler:

Dışkının kıvamı, rengi ve kokusu her insanın sağlığı hakkında çok şey söyleyebilir. Dışkınızda alışılmadık ve kalıcı bir değişiklik fark ederseniz, bir doktora görünme zamanı gelmiş olabilir.

Kolon kanserinin en yaygın belirtilerinden biri dışkıda kan bulunmasıdır.  Tümör büyüdükçe dışkı çıkışını engelleyerek geçişte kanamaya neden olur.

Öte yandan sürekli kabızlık, iki haftadan uzun süren ishal veya dışkı rengindeki değişiklikler de kolon kanseri belirtisi olabilir.

7- İdrar yapma bozuklukları:

İdrar yapma bozuklukları iki farklı kanser türüne bağlanabilir: mesane ve prostat.

Bu kanserlerle ilişkili en yaygın bozukluklardan bazıları şunlardır:
• İdrar yapma zorluğu
• İdrara çıkmada renk değişiklikleri
• İdrarda kan bulunması
• Acil ve sık idrara çıkma ihtiyacı

8- Olağandışı kanama:

Adet döngüsü dışında meydana gelen vajinal kanamalar hafife alınmamalıdır. Bunlar rahim ağzı kanserinin en yaygın belirtileridir.
Meme ucundan kanama meme kanseriyle bağlantılıdır.

9- Ses değişiklikleri:

Son birkaç haftadır sesinizde bir değişiklik fark ettiyseniz veya ses kısıksa, endişelenmeniz gerekebilir!
Bu işaretler kalıcı ise gırtlak kanserini gösterebilir. Bu tür kanserle ilişkili başka belirtiler de olabilir: yutkunurken rahatsızlık, öksürme veya boğaz ağrısı.

10- Öksürük:

Öksürük genellikle soğuk algınlığı veya grip gibi rahatsızlıklara eşlik eder, ancak yoğun ve kalıcı olduğunda akciğer, boğaz veya yemek borusu kanserinin bir işareti olabilir.

Buna neden olabilecek herhangi bir hastalığınız olmamasına rağmen öksürüğünüz devam ederse, kesin nedenini bulmak için bir uzmana görünün.

 Kaynak: Santeplusmag

Bu yazı Timeturk.com'dan alınmıştır.

Read More

12 Ağustos 2020 Çarşamba

Bağışıklık Sisteminin Zayıflamasına Neden Oluyor

  Hiç yorum yok
Ağustos 12, 2020

 

Bağışıklık Sisteminin Zayıflamasına Neden Oluyor


Güçlü bir bağışıklık sistemi için besin değeri yüksek olan gıdaları tüketmek gerekir. Bu anlamda besin çeşitliliği, taze sebze ve meyve tüketimi oldukça önem taşır diyen uzmanlar bazı besinlerin fazla tüketilmesinin de bağışıklık sistemini zayıflatabileceğine işaret ediyor.

EKMEK BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİN ZAYIFLAMASINA NEDEN OLUR

Ekmeğin fazla tüketilmesi bağışık sisteminin zayıflamasına neden olur diyen İç Hastalıkları ve Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. Hasan Aydın, şu bilgileri verdi:

‘Bağışıklık sistemi, bir canlıyı hastalıklara karşı koruyan, zararlı organizmaları ve tümör hücrelerini tanıyıp, onları yok eden işleyişlerin toplamıdır. Sistem, vücuda giren veya vücutla temasta bulunan her yabancı maddeye tarama yaparak onlar, sağlıklı vücut hücre ve dokularından ayırt eder. Güçlü bir bağışıklık sistemi vücudun dış etmenlere karşı gelmesini ve hastalık gelişmesini engeller. Buna karşın çevresel, psikolojik ve endojen (vücut içinden gelen) birçok farklı durum bağışıklık sisteminin etkilenmesine neden olabilir. Bazen tükettiğimiz besinler, bazen kullandığımız ilaçlar bağışıklık sistemini zayıflatabilir.’

PAKETLİ GIDALARA DİKKAT

karbonhidrat değeri yüksek, paketlenmiş gıdalar, aşırı şeker tüketimi,  düşük lifli rafine ürünler, doymuş yağdan zengin gıdalar bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olabileceğini belirten Prof. Dr. Hasan Aydın ortaya çıkabilecek sorunlara ilişkin şu açıklamalarda bulundu:

‘Bu tür ürünlerin sık ve aşırı tüketimi vücutta inflamasyon (iltihap) artışına yol açarak hastalıkların gelişimine neden olabilir. Özellikle aşırı şeker tüketiminin, bağışıklık sistemi hücrelerinin bakterilere karşı savunmasını bozduğu iyi bilinen bir konudur. Ekmeğin de fazla tüketilmesi bağışıklığın zayıflamasına ve dolayısıyla tehlikelere açık hale gelinmesine neden olabiliyor. Bu nedenle, şekerli içecekler, işlenmiş gıdalar, rafine karbonhidratlar (şeker, beyaz un vb.), alkollü içecekler ve tütün ürünlerinden uzak durmak gerekiyor.’

BU ÜRÜNLERİ HER GÜN TÜKETMEYE ÖZEN GÖSTERİN

Bağırsakların dış etmenlere karşı vücudun korunmasını sağlayan bir bariyer olduğunu aktaran Prof. Dr. Aydın, ‘Bağırsaklar, her gün yiyeceklerle vücuda giren birçok yabancı maddeye maruz kaldığı için bağışıklık sistemimizin önemli bir kapısını teşkil eder. Bağırsaklarda yer alan bağışıklık hücreleri, vücutta en fazla antijene (yabancı madde işaretlerine) maruz kalan hücrelerdir. Dolayısıyla sağlıklı bir bünyenin, bir anlamda bağırsak sağlığından geçtiği söylenebilir. Vitamin ve mikrobesinlerden zengin taze sebze ve meyveler, tohumlar, tam tahıllar, süt ürünlerinin bağışıklık sisteminin güçlü kalması için her gün tüketilmesi gerekir’ uyarısında bulundu.

BAZI İLAÇLAR DA BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ ZAYIFLATIYOR

Tedavi amacıyla kullanılması zorunlu olan bazı ilaçlarında bağışıklık sistemini zayıflattığının altını çizen Prof. Dr. Hasan Aydın, otoimmün hastalıklar, organ nakli gibi durumlarda kullanılan bu ilaçların tedavi edici özelliği bulunsa da, vücudun enfeksiyonlara karşı açık hale getirdiğini, bu nedenle de hastaların çok daha dikkatli olması gerektiğini söyledi.

Prof. Dr. Hasan Aydın, ilaçlarla ilgili şu bilgileri verdi:

‘Bilinen en eski ilaçlardan olan kortizon birçok hastalığın tedavisinde kullanılıyor. Özellikle tablet halinde veya iğne şeklinde uygulanan formları uzun süre (2 haftadan uzun) kullanıldığında bağışıklık sistemini baskılıyor ve vücudu enfeksiyona açık hale getiriyor. Kanser tedavisi için kullanılan kemoterapi ilaçlarında da temel amaç, kanserli hücreleri yok etmek olsa da bağışıklığı zayıflatıyor. Bunların dışında, bazı otoimmün hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar, güçlü bir şekilde bağışıklık sistemini baskılıyor, aşırı dozda ve uzun süre kullanılan opioid ağrı kesiciler, hatta gereksiz kullanılan antibiyotikler bile vücut florasını bozarak bağışıklık sistemini zayıflatabiliyor. Dolayısıyla bu grup ilaçları kullanan hastaların mutlaka yakın takip halinde olmaları ve hekimlerinin belirttiği kurallara uyma konusunda özel bir hassasiyet göstermeleri son derece önemlidir.’

Read More

  Hiç yorum yok
Ağustos 12, 2020

 Makarnayı Haşlarken Suyuna 1 Poşet Çay Ekleyin Pişince sonuç inanılmaz


Makarna Belkide hem ucuz hem kolay yapımı nedeniyle en çok tüketilen yiyeceklerden.


İnternette baktığınızda yüzlerce makarna tarifi var.


her birinin lezzeti epey farklı. Ancak bu tarifi eminiz daha önce duymadınız.


Poşet çayla uygulanan bu tarif sizi şaşırtacak.


Ancak denedikten sonra tadına doyamayacağınız bu tarifi sizlerde arkadaşlarınıza önereceksiniz.


Makarnanıza lezzet katın


Sadece makarnanızı haşlamadan önce, makarnayı haşlayacağınız suya bir poşet demlik çayı atmanız yeterli olacaktır.


Makarnayı pişirip yemek için servis ettiğinizde o farklı tadı göreceksiniz.


Lezzetine doyum olmayan bu yöntem sizi şaşırtacak.


Poşet çayların başka kullanım alanları da var: Bunlardan sırasıyla bazıları şu şekilde eminiz daha önce duymadınız:


Saçınızı şekillendirebilirsiniz


Saçınızı şampuanladıktan sonra açık bir çay uygulamak saçınızı güçlendirecek ve parlak ve düzgün bir görünüme kavuşturacaktır.


Ağız kokusunu önler


Çayınızı iki kere demledikten sonra poşetin soğumasını bekleyin ve ağzınızı bu suyla çalkalayın.


Döşemelerinize parlak bir görünüm verecektir


Ilık, açık çayı tahta döşemelerinizi ve mobilyalarınızı parlatmak için kullanabilirsiniz.


Kötü kokuları önler


Çöp poşetlerini eğer evde kediniz varsa, kedinizin otlarının arasında koyabilir ya da buzdolabınızda zulalayabilir, kötü kokan spor ayakkabılarınızın için koyabilirsiniz, bu onlara taze güzel bir koku verecektir.


Tabakların yağından arındırılmasına yardımcı olur


Eğer tabaklarınız inatçı yağlar ve lekelerle kaplanmışsa, tabaklarınızı iki adet demlenmiş çay poşetinin bulunduğu bir suya koymanız yeterli olacaktır.


Problemli cildi yatıştırır


Eğer cildinizde kızarıklıklar, yaralar ya da güneş yanıkları varsa; nemli çay poşetinizi bir saatliğine buzdolabında bekletin ve daha sonra problemli bölgelerinize uygulayın. Bu aynı zamanda iltihapların hafiflemesine de yardımcı olacaktır.


Görüldüğü üzere poşet çayların çok farklı kullanım alanları var: Sizde eminiz çok şaşıracaksınız.


Mutlaka arkadaşlarınızla bu harika bilgileri paylaşın:


Kaynak: Pembenar - Milliyet

Read More

11 Ağustos 2020 Salı

Pirinci Pişirmeden Önce Su Dolu Bardağa koyun Böyle oluyorsa yemeyin

  Hiç yorum yok
Ağustos 11, 2020

 

Pirinci Pişirmeden Önce Su Dolu Bardağa koyun Böyle oluyorsa yemeyin

Pirinci Pişirmeden Önce Su Dolu Bardağa koyun Böyle oluyorsa yemeyin

Pirinçte hile olur mu? Veya pirinç tehlikeli olabilir mi? Yumurtanın bayatını anlamak için su dolu bir kaba yumurta konur yumurta hafif kalır ve su yüzerine çıkarsa bayat denir ve yenmez

Pirinçle ilgilide önemli bir uyarı var.

Günümüzde en fazla tüketilen yiyeceklerden birisi olan pirinçle hem pilav yapılır hem çorba yapılır hem dolma yapılır hemde sütlaç yapılır.

Kısacası pirinç hayatımızın harika bir parçası.

Sofralarımızın vazgeçilmezi

Peki kaliteli pirinci nasıl anlarız. Şimdi vereceğimiz bu bilgi işinize yarayacak sizlerde arkadaşlarınızla mutlaka paylaşın:

Kore tımes gazetesi Çin pirincinin plastikten dolayı genel sağlığımız için son derece tehlikeli olduğunu gösteren bir çalışma yaptığını bildirdi. Ne yazık ki yapılan araştırmalar sonucunda çoğu pirincin plastik poşetlerle neredeyse denk plastik içerdiğini belirttiler.

Neyse ki artık size vereceğimiz yöntemlerle kaliteli pirinci anlayabilecek, plastik içeren pirinçler yemek zorunda kalmayacaksınız.

Suda test

Bir bardak suya bir çorba kaşığı pirinç ekleyin ve eğer dibe çökerse, kaliteli ve organik olduğu anlamına gelir.

Kalıp ile test

Bir avuç pirinç suda pişirin. Sonra pirinci plastik bir kaba koyun ve birkaç gün boyunca güneşli bir yerde bırakın. Organik ise, pirinç küflü hale gelir, ancak değilse, sahte olduğu anlamına gelir.

Bilgiler hoşunuza gittiyse pirinçle ilgili arkadaşlarınızı bilgilendirebilirsiniz..

Read More

Genç kadının itirafı herkesi şok etti! Eşim, kendi kardeşimle...

  Hiç yorum yok
Ağustos 11, 2020

 Genç kadın yaptığı itirafla herkesi şok etti. Eşinin, kendisini kız kardeşiyle aldattığını itiraf eden talihsiz kadın ağızları açık bıraktı.


Eşim doğum yaptıktan kısa süre sonra beni babamın evine yolladı. Bir gün beni ziyarete geldiğinde onu kız kardeşimle aynı yatakta yakaladım.

Eşimle birbirimizi severek evlendik. Evlendikten 6 ay sonra hamile kaldım. Doğumum çok zor oldu.

Üstelik bu süreçte annem de yanımda değildi. Çünkü evliliğimden bir yıl önce annem babamı aldattı ve ayrıldılar. Ben anneme çok düşkündüm bu yüzden psikolojim çok bozuldu. Ayrıldıktan sonra annem kadın sığınma evine gitti ve kız kardeşimle bizi okuduğum ilçede aç ve yapayalnız bıraktı. Babam da köyde çalışmak zorunda olduğu için yanımızda değildi.

Kısa süre sonra eşimle evlendim. Ancak onun ailesi beni benimseyemedi. Hep yargılayıp arkamdan dedikodumu yaptılar. Kız kardeşim çocuğum olunca bana yardıma geldi, o zaman 19 yaşındaydı.

Dört buçuk ay yanımda kaldı. Sonra babamın yanına gitti. Bu arada kayınpederim, "Bir süre babanın evinde kal, oğlum da işlerde bize yardım etsin" dedi. Eşim hiç karışmadı ve beni babamın köyüne bıraktı. Bu yüzden eşime karşı öfkeliydim. Beni arayıp sormadı meğerse bu sürede kardeşimle yazışıyorlarmış. Oğlumuz beş aylık olmuştu, eşim bizi görmeye geldi. Bana "Kalmak istersen kal" dedi. Ama evimize dönmek istiyordum. Akşam oldu ve eşim hemen uyumak istediğini söyledi. O akşam bazı misafirler gelecekti, "Git babaannemin evinde uyu, orası boş, sessiz" dedim.

Bu arada babamla ninemin evi aynı avlu içinde. Bana ısrarla "Gelme, misafirlerle ilgilen" dedi. Bir anlam veremedim. Ben misafirlerle sohbet ederken kardeşim de telefonuyla oynuyordu sonra da "Abla ben odun alacağım" diyerek dışarı çıktı. Şüphelendim ve camdan baktım. Kardeşim odun kovasını bıraktı ve yok oldu. Ben de ardından babaannemin evine gittim. Hayatımın en berbat anını o zaman yaşadım... Kocam, kardeşimin üstündeydi.

Kendimi çok çaresiz hissettim. Ne diyeceğimi bilemedim. Hayatınızda en sevdiğiniz iki insandan nefret etmek nasıl bir duygu bilemezsiniz. Açıklama yapamadılar. Onları öyle görünce hayatımdaki en büyük hayal kırıklığımı yaşadım. Zaten kendimi hep kusurlu bulur, değersiz hissederdim. Kavga ettik; kardeşimi biraz hırpaladım. Eşime gitmesini söyledim, boşanmak istiyordum, "Seni almadan gitmem" dedi. Evdeki misafirlere ve babama bir şey yansıtmak istemedim. Eşimle evimize dönmek zorunda kaldım. Eşim, çok pişman oldu. Beni kaybetmekten korktu. Şimdi çocuğum için ayrılmıyoruz ama aramızdaki soğukluk devam ediyor. Artık ona olan güvenimi kaybettim. Olay nasıl başladı, kardeşim bizdeyken de ilişkileri var mıydı, merak ediyorum ama gerçeği söyleyeceklerini düşünmüyorum. Güya olay anlık gelişmiş, aralarında önceden bir ilişki yokmuş. 

Read More

Kocasını nasıl aldattığını anlattı!

  Hiç yorum yok
Ağustos 11, 2020

 



İsmim Melis. 32 yaşında, altı yıllık evli, cinsellik hastası biriyim. Eşim ile evlenmeden önceleri üç erkek ile defalarca sevişmişliğim olmuştu ama bir türlü doymak nedir bilmiyordum. İnanır mısınız öğleden önce biri ile öğleden sonra da başkası ile birlikte oluyordum. Ama gece olunca da yeniden kanım kaynıyor, arzularım kabarıyordu. Eşim Mert ile hiç ilgi alakası olmayan bir yerde tanışmış ve ona aşık olmuştum. Gözüm odan başkasını görmüyordu. Beyaz eşya tamircisiydi ve kız arkadaşımın evine bulaşık makinesini tamir etmek için gelmişti. O kaslı kolları ve seksi bakışları ile içimi bir mum gibi eritmişti. Kısa sürede evlendik ve eşimden dört tane de çocuğum var. Ben ki tek bir erkeğe bağlı kalacağım, rüyada görsem inanmam zor olurdu. Ama benim gibi sevişme hastası bir kadın tek bir erkeğe bağlı kalamazdı...

Ateşimizi geceler bile soğutamadı Ateşli geceler yaşıyorduk ama zaman içinde artık farklı erkeklerle birlikte olama isteği beni çok kötü kışkırtmıştı. Mert, yorgun olduğu için bir kere birlikte olduktan sonra hemen uykuya dalmıştı. Ben de çıldırmış bir şekilde kendimi okşayarak özellikle aldatma hikayeleri okumaya devam ediyordum. O kadar fazla aldatma hikayesi okumuştuk ki kocasını aldatan kadınların itiraflarını gördükçe bu durumun beni daha fazla tahrik ettiğini anladım. Geçen ayın başında eşim işlerin yoğunluğundan dolayı yeni bir usta ile anlaştığını söylüyordu. Çevre ilçelerinde bazı işler almıştı. Bunun için de sık sık şehir dışına çıkmak zorunda olacaktı. Mert'in seyahatleri beni yalnız bırakmıştı. Çok değil bir hafta gelmeyecekti ama onsuz yani seksiz geçecek bir hafta benim için sanki ölüm gibiydi.

Yalnızlık beni adeta çıldırttı Gündüz ev işleri ile uğraşırken Mert beni arayarak yeni işe aldığını çırağın eve para bırakacağını söyledi. Ben de evde olduğumu söyleyince yaklaşık bir saat sonra kapı çalındı. Kapıyı açtım ama resmen adamın üstüne zıplamamak için kendimi zor tuttum. Hasan 29 yaşında aynı Mert'i ilk gördüğümdeki gibi kaslı kolları ve insanın içini yakan bakışlara sahipti. Kendini tanıttı ve cebinden çıkarttığı parayı bana doğru uzattı. Parayı almakla yetinmeyip içeri davet ettim. Biraz ısrar edince içeri girmek zorunda kaldı. Oturma odasında otururken ben hemen dolaptan Kemal için sürekli bulundurduğum ballı meyve suyunu getirdim. Bu karışım Mert'i çok coşturuyordu. Üstümde ev hali eşofman ve göğüs dekolteli kısa kollu penyem vardı. Göğüslerim kalkmış ve dimdik duruyorlardı. Karşılıklı oturup sohbet etmeye başladık. Ama resmen soğuk terler döküyordum.

Sadece zevk alıyordum Resmen kucağına atlamak ve onunla sevişmek istiyordum. Niyetimi o kadar çok belli etmiş olmalıydım ki Hasan soğuk soğuk terler döküyor sürekli pantolonunu düzeltiyordu. Bir ara kalkıp yanıma geldi ve bacaklarımı okşayıp dudaklarıma yapıştı. O kadar kendimden geçmiştim ki beni nasıl soyduğunu hatırlamıyorum bile. Tek bildiğim çok büyük bir coşku yaşadığım ve daha büyüğünü yaşayacağımı bilmemdi.

Hiç bitmesin istiyordum ama... Kendimden geçmiş bir şekilde koltuğun üstende sürekli çıldırıyordum. Bir anda beni o kaslı kolları ile sarmalayıp tek hamlede yere yatırdı. Saatlerce durmadan seviştik ve kocamı büyük bir zevk ile aldattım. Çocuklar okuldan gelmek üzereydi. Zor da olsa evden gönderdim ve hemen duşa girip yüzümü gözümü temizleyip giyindim. Zaten duştan çıkar çıkmaz da çocuklar geldi. O günden sonra Hasan'la birlikte olmaya ve kocamı aldatmaya devam ediyorum. Can çıkar huy çıkmaz derler ya. İşte o benim. Ben seks hastası bir kadınım. Açık söylemek gerekirse başkalarıyla da birlikte olmak istemiyor değilim yani.



Read More

Vajinal orgazm ile klitoral orgazm arasındaki 5 fark

  Hiç yorum yok
Ağustos 11, 2020

 

Vajinal orgazm ile klitoral orgazm arasındaki 5 fark

Kadın cinselliğinin baskılanması ve rahat yaşanamaması nedeniyle pek çok kadın cinsellik sırasında ne yaşadığını rahat bir şekilde anlayamadan, partneri ile konuşamadan hayatına devam ediyor. Bu anlamda belki de çok rahat bir şekilde orgazm olabilecekken, hem kendini serbest bırakamadığı hem de partnerinin bu konudaki deneyimsizliği nedeniyle bu zevkten mahrum kalıyor. Bu anlamda hem kadınlar hem de erkekler için cinsellik eğitimi çok önemli. 

Klitoral orgazm ile vajinal orgazm farklı yerlerin tetiklenmesi ile oluşur

Klitoral orgazm, vajinanın dışında yer alan klitoris adı verilen yapının tetiklenmesi sonucu ulaşılan orgazmdır. Klitoris bölgesi dış dudakların yukarıda birleştiği noktadaki bezelye boyutunda bir çıkıntı olarak karşımıza çıkar. Vajinal orgazm ise vajinanın içerisinde, üst tarafta yaklaşık 6-7 cm derindeki, bunu bulan Gräfenberg'in anısına 'G noktası' adı verilen noktanın tetiklenmesi sonucu meydana gelir.

G noktası normal zamanlarda ortaya çıkmaz

Klitorise ait yapının iki uzantısı, iki taraftan vajinal dudakların içinden geçtiği için normal cinsel ilişki sırasında da penisin hareketi klitorisi tetikler. Vajinal orgazmı sağlayan G noktasını ise normal zamanlarda bulmak neredeyse imkansızdır. Kadın sadece cinsel açıdan tahrik olduğu ve belli bir miktar zevk aldığı zaman içi sıvıyla dolan küçük bir şişlik şeklinde ortaya çıkar. Ancak bu durumdayken elle hissedilebilir ve etrafındaki vajinal duvarlara göre biraz daha pürüzlüdür.

Klitoris sürtünme ve titreşime duyarlıdır ancak G noktası daha güçlü ve hızlı basınç değişiklikleri ile uyarılır

Sürtünme ve titreşime duyarlı olan klitoris, yeterince uyarıldığı zaman güçlü ve vajinadan başlayıp tüm vücuda yayılan bir orgazm gerçekleşir. Vajinal orgazmı sağlayan G noktası ise güçlü ve hızlı basınç değişikliklerinden etkilenir. Dolayısıyla penisin tam bu noktaya çarparak ileri geri hızlı hareket etmesi veya parmaklar aracılığıyla yapılan güçlü ve hızlı pompalama hareketi ile tetiklenir.

Klitoral orgazm ile bir erkeğin orgazmı birbirine yakındır

Erkek penisinin ucu ile kadınların klitorisi yapı bakımından neredeyse aynı oldukları için, bir erkeğin orgazmıyla klitoral orgazm birbirine çok yakındır. Bu anlamda kadın klitoral orgazm olduktan sonra, erkekler gibi kendini bir süre halsiz hissedebilir ve sevişmeye bir süre ara verebilir. G noktasından hareketle gerçekleşen vajinal orgazmlar ise daha güçlüdür ve birden fazla üst üste yaşanabilir.

BONUS

Bağımlılık hormonu orgazm sonrası salgılanır Bonus bilgi: Vajinal ya da klitoral; her iki orgazmın sonucunda da yaşanan duygu boşalımını dengelemek için beyin, kimi zaman oksitosin adı verilen ve bağımlılık hormonu olarak tanımlayabileceğimiz bir hormon salgılar. Bu da orgazma ulaşan kişinin birlikte olduğu insana daha bağlı, hatta bağımlı hissetmesini sağlar. Orgazm ve oksitosin hormonu üzerine yapılan araştırmaların doğruluğu henüz bilimsel olarak kanıtlanmamış olsa da, kişinin birlikte olduğu insanla doyuma ulaşması, birbirlerine karşı olan sevgi bağlarının güçlenmesine yardımcı olacaktır.

Read More

Tavuğu Pişirmeden Önce Bu yanlışa Son Verin Zehirli Hale getiriyor

  Hiç yorum yok
Ağustos 11, 2020

 

Tavuğu Pişirmeden Önce Bu yanlışa Son Verin Zehirli Hale getiriyor

Tavuk Faydaları bakımından en faydalı yiyeceklerden. Ancak yanlış pişirmek hastalık yapabilir.


Tavuk Yeryüzündeki en faydalı hayvanlardan. Etinden yararlanıyoruz yumurtasından yararlanıyoruz.

Günümüzde dünyanın bir çok noktasında büyük baş hayvanlara nazaran tavuk çok daha fazla tüketiliyor.

Ancak tavuğu doğru tüketmemek faydasını ve besin değerini yok ettiği gibi maalesef zehirlemeye yol açabiliyor.

Şimdi size vereceğimiz bilgilerle tavuğu çok daha sağlıklı bir şekilde tüketebileceksiniz.

Yapılan yanlış veya alışkanlıkta denilebilir tavuğun besin değerini yok edebilir.

İşte tavuk yemeği pişirmeden önce herkesin bilmesi gereken önemli bilgiler:

Tavuğu doğradığınız kesme tahtası ahşap veya plastikse bu durum bakterilerin oluşması ve çoğalması için rahat bir ortam sağlar. Bu nedenle plastik ve ahşap olan kesme tahtalarından mümkün olduğunca uzak durmalısınız cam kesme tahtası sizin yararınıza olacaktır...

Eğer plastik veya ahşap kesme tahtası kullandıysanız başka besinleri kesmek için muhakkak yıkamanızda fayda var. Çünkü kesme tahtasının üzerindeki bakteriler kolayca üreyip çoğalabilme özelliğine sahiptirler.

Tavuğu doğradığınız bıçaklara dikkat!

Tavuğu doğramış olduğunuz bıçaklar her ne kadar metal de olmuş olsa dikkat etmeniz gereken noktalar var.

Çünkü bıçakların üzerinde kalan bakteriler, başka bir gıdayı kestiğinizde bulaşabilir. Bu durum sürekli hale geldiğinde ilerde ciddi hastalıklara neden olabiliyor.

Tavuğun iyice piştiğinden emin olun 

Yüksek ısı, gıdalardaki bakterileri öldürmesiyle bilinir. Tavuğu pişirirken yüksek ısıda ve yeterince pişirin. Dışı pişmiş ancak ortası çiğ bir tavuk bu bakterileri bulundurmaya devam eder.

Buzdolabında tavuğu muhafaza ederken dikkat edin 

Tavuk çabuk bozulabilen et türleri arasında olduğu için muhakkak buzdolabında saklanmalıdır. Ancak buzdolabında sakladığınız tavuğu açık bir şekilde değil üzerine bir streç film sararak saklamanız doğru olacaktır.

Read More

10 Ağustos 2020 Pazartesi

Vücut susuz kalırsa neler olur?

  Hiç yorum yok
Ağustos 10, 2020

 

Vücut susuz kalırsa neler olur?


Su, yaşamımızı devam ettirebilmemiz için hayati öneme sahip. Yeterli düzeyde alınmadığında da sağlık tablosunda ciddi bozulmalara yol açabiliyor. Vücutta oluşan sıvı eksikliğinin giderilmesi. özellikle yaşlılar için daha da önemli. "Vücut susuz kalırsa baş döner mi?", "Vücut susuz kalırsa baş döner mi?", "Vücut susuz kalırsa ne yapmalı?" sorularının cevabını İç Hastalıkları Uzmanı Prof.Dr. Yaşar Küçükardalı verdi.

Su, hayatın temel öğeleri arasında yer alıyor. Özellikle sıcak yaz günlerinde su tüketimi daha da önem taşıyor. Sıcaktan en çok etkilenen yaşlıların günde ortalama 2-2,5 litre kadar su tüketmesi gerektiğini hatırlatan İç Hastalıkları Uzmanı Prof.Dr. Yaşar Küçükardalı, su tüketimi ve beyin fonksiyonlarının sağlığı arasındaki ilişkiyi açıkladı.

British Journal of Medicine Dergisi'nde yayınlanan bir makaleyi hatırlatan Prof.Dr. Yaşar Küçükardalı, "Dünyanın en eski tıp dergilerinden, British Journal of Medicine Dergisi'nde yaşlılarda unutkanlıkla ilgili bugüne kadar tüm literatür gözden geçirilmiş. Dergide, 400 Alzheimer araştırmasının özeti yer aldığı ve unutkanlığa etki eden etmenlerin sıralandığı bu makalede 'postural hipotansiyon' da yer alıyor" diye konuştu.

Postural hipotansiyon nedir, tehlikeli midir?

Yaşlılarda tansiyon düşüklüğüne tahammülü olmadığını, susuzluğun 'postural hipotansiyon' ile yakından ilgisi olduğunu anlatan Prof.Dr. Yaşar Küçükardalı, sözlerine şöyle devam etti:

"Pozisyona bağlı olarak bizim sistemimiz tansiyonu idame ettirir. Yani kişi yatarken ve ayakta olduğunda tansiyonu belli bir düzeyde kalır.

Ancak kişide sıvı eksikliği varsa yatar durumdan ayakta pozisyona geçtiğinde tansiyon düşüklüğü yaşar. Bu da beyinde geçici olarak kanlanmanın azalmasına yol açar.

'Postural Hipotansiyon' olarak tanımlanan bu durum çok ciddidir. Bu ataklar ne kadar sık yaşanıyorsa Alzheimer için risk o kadar fazladır.

Yaşlı bireylerde 'Postural Hipotansiyon' var mı, yok mu bunu anlamak için kişinin önce yatarken, ardından ise ayakta tansiyon ve nabzı ölçülür.

Büyük tansiyon ayaktayken 2 birimden fazla düşük çıkıyorsa nabız da 20'den fazla artıyorsa kişide sıvı eksikliği var olduğu anlamına gelir."

Su eksikliği hangi hastalıkların habercisi?

Su eksikliğinin yalancı bir sodyum fazlalığına yol açabileceğini anlatan Prof.Dr. Küçükardalı, şunları söyledi: "Bu durum beyin fonksiyonlarını olumsuz derecede etkiliyor. Sıvı noksanlığının derecesine göre hafif bir uyku halinden komaya kadar gidebilen ciddi sonuçlara yol açar.

Yaşlılarda su eksikliği tuz dengesi bozukluğu yapar. Bu da bilinci olumsuz derecede etkiler. Tansiyon düşüklüğüne yol açması sebebiyle de böbrekten yeteri kadar kan akımı olamayacağından üre birikimine yol açar. Üre yüksekliğinin önemli nedenlerinden bir tanesi sıvı eksikliğidir.

Üre yüksekliği yaşlı bireylerde bilincin olumsuz etkilenmesi açısından önemli risk faktörlerindendir. Yeteri kadar su tüketmemek kandaki şeker oranının daha da yükselmesine yol açar. Bu da yine bilinci olumsuz olarak etkilemektedir."

Baş dönmesi varsa dikkat!

Özellikle sıcak havalarda azaltılan sıvı alımının kişinin böbrek fonksiyonlarını olumsuz derecede etkileyeceğine dikkat çeken İç Hastalıkları Uzmanı Prof.Dr. Yaşar Küçükardalı, şu uyarılarda bulundu:

"Bunun yanı sıra tansiyon düşüklüğü, beyin kan akımının yavaşlamasına, bu da uzun vadede beyin fonksiyonlarının zayıflamasına bazı nöronların iletişiminin yavaşlamasına yol açar.

Susuzluğu kısa vadede belirtileri ise kişide baş dönmesi olur, idrar miktarı azalır, kişi halsizlik ve bitkinlik yaşar, denge bozukluğu hisseder, bulanık görmeye başlar, başı ağrır, terler, çarpıntısı başlar. Dolayısıyla mutlaka su tüketelim, herkesin günde 2-2.5 litre su içmesini öneriyoruz.

Ancak ekstra farklı bir ihtiyaç varsa bu miktar artırılabilir. Sıvı kaybının terleme ile en fazla olduğu dönemlerde özellikle yaşlı bireylerin gün ortasında dışarıda fazla kalmamasını öneriyoruz.

Serin yerlerde güneşten korunaklı yerlerde vakit geçirmelerini tavsiye ediyoruz."

Read More

Portakal Kabuğunu Rendeleyip Sütle Karıştırıp Yüzünüze Sürün o sorun biter

  Hiç yorum yok
Ağustos 10, 2020

 

Portakal Kabuğunu Rendeleyip Sütle Karıştırıp Yüzünüze Sürün o sorun biter

Portakal Kabuğunu Rendeleyip Sütle Karıştırıp Yüzünüze Sürün o sorun biter

Portakalları Soyduktan sonra en yararlı yerini çöpe atıyoruz. Kimimiz portakal kabuklarını çöpe atmıyor onlardan reçel yapıyoruz gerçi ama.

Sadece yiyecek olarak değil sağlık açısındanda şaşırtıcı bir etkisi çıktı. Yapmanız gereken güzellik için ise çok basit.

Soyduğunuz portakalın kabuğunu çöpe atmak yerine rendelemek. Ardından sütle karıştırmak veya kaymakla.

Sonrasında ise yapılması gerekenleri adım adım anlatacağız. Sonuca eminiz hepiniz şaşıracaksınız.

Bu yararlı bilgiyi arkadaşlarınızla sizde paylaşmayı ihmal etmeyin:

Ev ortamında hazırlayıp, uygulayabileceğiniz doğal cilt aydınlatıcı maskeler, sizi istediğiniz mucizevi sonuçlara götürebilir.
Cilt aydınlatıcı maske tariflerine pratik bir alternatif.

Cildi beyazlatan ağartıcı maskelerle doğal, pürüzsüz ve aydınlık bir cilt elde edebilirsiniz.

Cilt beyazlatıcı maskeler aynı zamanda cildinizdeki lekelerin görünümün azalmasına, cildin nemlenmesine ve doğal bir parlaklık kazanmasına yardımcı olacaktır.

Malzemeler:
Portakal kabuğu rendesi

Süt ya da kaymak

Hazırlanışı:
Portakal kabuklarını atmayıp harika bir maske hazırlayabilirsiniz. Portakal kabuğunu rendeleyerek kurutun. Kuruyan portakal kabuğu rendesini süt veya kaymakla karıştırın. Macun haline gelen karışımı yüzünüze sürün. 15-20 dakika bekledikten sonra bol ılık su ile yüzünüzü yıkayın.

Read More

Kanser Hücrelerinin Yayılmasını Engelleyen Besinler

  Hiç yorum yok
Ağustos 10, 2020

 

Kanser Hücrelerinin Yayılmasını Engelleyen Besinler


Kansere karşı yapılan araştırmalar hücre tahribatını engelleyen besinlerin olduğunu ortaya çıkardı. Bu besinlerin kansere yenmek için önemli olduğu belirtilmektedir.

KANSERE KARŞI PAZI

Bu bitki en bilindik iki antioksidan için kaynaktır: Syringic asit ve kaempferol. Önce karbonhidratları basit şekere dönüştüren enzimi inhibe ederek kan şekerini düzenlemeye yardımcı olur. Kansere neden olan toksinlerden diğer hücreleri korur, inflamasyonu azaltır, kalp hastalığı, diyabet ve diğer kronik hastalıkların riskinin azalmasında da etkilidir.

Yapacağınız sandviçlerin veya wrapların içinde pazı seçtiğimizde kalori alımını korumanın yanında antioksidan alımımızı arttırmış olursunuz. Pazı pişirmenin de bir tekniği olması gerekir. Yaprakları kökünden kesin, soğukken sandviçinizi kinoa, esmer pirinç, keçi peyniri, ızgara tavuk, tatlı patates, domates ve diğer sebzelerle doldurun veya pazı kökünü sarımsak ve zeytinyağı ile birlikte soteleyin. Yaprakları, kuş üzümünü, çam fıstığını ekleyin, birkaç dakika pişirip yiyebilirsiniz.

GENÇLEŞTİREN ETKİYE BESİN SARIMSAK

Sarımsak; 33 çeşit kükürt bileşiği, 17 çeşit aminoasit, flavonoidler, çinko, magnezyum, kalsiyum, A vitamini, B ve C vitaminleri içermektedir. Sarımsak içerdiği antioksidanlar ile sigaranın, kirlenmiş havanın ve çeşitli kimyasalların vücuda verdiği zararlı etkilerin giderilmesi ve vücuttan biriken toksinlerin atılmasına yardımcı olur. Aynı zmaanda kan yağlarını azaltan, kan pıhtılaşmasını önleyen, tansiyon düşüren, kan damarlarını koruyan antioksidan, antimikrobiyal, antiviral ve antiparazitiktir.

Son zamanlarda yapılan çalışmalarda sarımsağın genlerini etkilediği ortaya çıkarılmıştır. Bu özelliği ile epigenetik bir besin olan sarımsak DNA diziliminde hücre yıkımını önleyerek yaşlanmayı geciktirmektedir. Doğal hayatta yaşanan stres, üzüntü, hareketsizlik hücre yıkımını arttırmaktadır. Tüketilen sarımsakla bu yıkım da azalmaktadır.

DİYABETE KARŞI BROKOLİ

Brokoli, yüksek düzeyde başta A ve C vitamini olmak üzere yüksek düzeylerde vitamin, lif, potasyum ve kalsiyum içermektedir. Yapısındaki sülforafen fitokimyasalları ile yüksek kan şekerinin damar çeperleri ve doku hasarına yönelik yarattığı hasarların azalmasına yardımcı olur. Buna ek olarak diyabetin verdiği zararı azaltmada oldukça etkilidir.

Göz sağlığı için ihtiyaç duyulan lutein ve zeaxantin yönünden zengindir. Brokolinin maküler dejenerasyon, katarakt gibi göz hastalıklarında olumlu sonuçlarının olabileceğine dair araştırmalar bulunmaktadır. Bu içeriği ile diyabetin ilerleyen safhalarında göze verdiği zararı azaltmada oldukça yararlı olacaktır. Brokoliden en iyi faydayı almak istiyorsanız buharda hafif ateşte pişiriniz.

KARALAHANA KANSERDEN KORUMAYA YARDIMCI

Karalahana kanserden korunmaya yardımcı olan diğer yeşil yapraklılar gibi Karadeniz'de yeşeren ve en sık kullanılan sebze karalahana, midenin asidini en iyi bağlayan sebzedir. Kolesterolün düşmesine ve kanserden korumaya yardımcı olur. Karalahana ayrıca vücudun toksinlerden korunma sistemini de besleyici fitokimyasalları içerir. Tüketmeden önce haşlanması gerekir ve sarımsak, limon suyu ile tüketilmesi tavsiye edilir.

ÇİN LAHANASI

Kas yapımında ve kan basıncının düşük kalmasında yardımcı olan potasyum açısından zengin olan Çin lahanasını ülkemizde kolaylıkla bulanabilmektedir. Bu mucize sebzeyi sofralarınızda bulundurmanız gerekir. Beyaz kan hücrelerinin aktivitesini arttırarak vücut bağışıklık sistemini güçlendirmeye, toksin atımına yardımcı A vitamini açısından da oldukça zengindir. Susam yağı, tavuk eti ve sebze ile karışık tüketebilirsiniz.

SEBZELERİN BAŞI LAHANA

Glukozinolat, kampferol gibi kansere karşı savaşan bileşikleri içeren, kalp rahatsızlıkları riskini azaltan, kan şekerini düşüren, kemikleri güçlendiren ve inflamasyonu önleyen baş sebzelerden biridir.

Sebzelerin kralı adeta lahanadır. Göz hastalıklarını engelleyen lutein ve zeaxanthin antioksidanları içerdiği için oldukça önemlidir. Lahanayı doğranmış soğan ile zeytinyağında soteleyerek ve sebze ekleyerek pişirmek en sağlıklı pişirme şeklidir.

TERE İLE KANSER RİSKİNİ AZALTIN!

Tere kürüyle mucizenin kapılarını aralayabilirsiniz. Bu sebze günlük K vitamini gereksinimini karşılamaktadır. K vitamini kanın pıhtılaşmasında, arter çevresinde plak oluşumunu engellemede, artirit ile ilgili kronik hastalıkları önlemede görev almaktadır. Her gün tere tüketilirse iki ay boyunca, kişi DNA tahribatını engelleyebilir, kanser riskini ve trigliserid seviyesini yüzde 10'a kadar düşürebilmektedir. 

Read More

9 Ağustos 2020 Pazar

Karaciğer Yağlanmasına İyi Gelen Besin

  Hiç yorum yok
Ağustos 09, 2020

 Karaciğer Yağlanmasına İyi Gelen Besin


Zerdeçalı düzenli tüketenlerin tüketmeyenlere oranla daha az hastalandıkları iddia edilmektedir. Zerdeçal diğer adıyla Curcuma Longa, medikal bir bitkidir. Oldukça besleyici ve faydaları olan bu bitki hastalıklara şifa oluyor.


ZERDEÇALLI SU YAPIMI


MALZEMELER


1 su bardağı su

1 çay kaşığı toz zerdeçal ya da birkaç dilim taze zerdeçal

1 tutam karabiber

Bir bardak ılık suya, bir çay kaşığı öğütülmüş zerdeçal ile birlikte bir tutam karabiber ekleyin. Karışımı bekletmeden hemen içmelisiniz. Eğer her sabah zerdeçallı su içerseniz sizde faydalarını zaman içinde siz de fark edeceksiniz.


YAĞ YAKIMINA YARDIMCI OLUR!


Zerdeçalın metabolizma hızlandırıcı etkisi mevcuttur. Zerdeçalın içerisinde bulunan curcumin maddesi yağ yakımına yardımcı olan safranın akışına destek olur. Bu nedenle sindirim ve hazım sorunları için de oldukça etkili bir baharattır.


KALP VE DAMAR SAĞLIĞINI DESTEKLER


Zerdeçal suyu düzenli olarak tüketildiğinde, kötü kolesterol ve trigliserit seviyesini dengede tutmaya yardımcı olur. İçerdiği antioksidanlar sayesinde atardamarlarınızda bulunan lipitlerin yok edilmesine katkı sağlar.


KAN ŞEKERİNİ DÜZENLER


Zerdeçal suyu, kan şekerinin metabolizmasını harekete geçirme yetisiyle Tip 2 diyabet hastalarına faydası bulunmaktadır.


KARACİĞER SAĞLIĞINI KORUR


Zerdeçal bitkisi karaciğer sağlığı için çok önemlidir. Karaciğeri güçlendirir ve karaciğer içerisindeki toksinlerin atılmasında önemli rol oynar. Karaciğer yağlanması tedavisinde kullanılır. Safra kesesi ve safra yollarının fonksiyonel hastalıklarına karşı etkisi zerdeçal yararları arasındadır. Bilirubin ve safra arasındaki dengenin korunmasına yardımcı olur. Toksin birikmeleri ve yağı da azaltır.


SİNDİRİM BOZUKLUKLARIYLA MÜCADELE EDER


Hazımsızlık belirtilerini hafifleterek midedeki fazla asit miktarını azaltarak ülser ve reflüyü önlemeye yardımcıdır.


KANSER RİSKİNİ AZALTIR


Zerdeçal suyu düzenli şekilde tüketildiğinde kanser hücrelerinin artmasını yavaşlatırken kanserli hücrelerin yok olmasına da yardımcı olur.


ALZHEİMER'I ÖNLEMEDE ETKİLİDİR


Zerdeçal bitkisinin aktif bileşeni kürkümin, hücrelerin serbest radikallerden dolayı zarar görmesine engel olur.


ARTRİT İLE SAVAŞIR


Zerdeçal suyu, sindirildiğinde eklem ağrılarını ve tutulmaları azaltan güçlü antioksidanları bünyesinde bulundurur.


ERKEN YAŞLANMAYI ÖNLER


Zerdeçal yalnızca hücre yaşlanmasına karşı savaşmaz, ek olarak cildinizde ve saçınızda da yaşlanma belirtilerini önler.

Read More

Ceviz suyunun 12 mucizevi faydası

  Hiç yorum yok
Ağustos 09, 2020

 

Ceviz suyunun 12 mucizevi faydası

Ceviz suyu nasıl tüketilmeli?
 

Cevizin sayısız faydasını biliyor ve sofralarımızdan eksik etmiyoruz. Peki en az cevizin kendisi kadar faydalı ceviz suyundan yeteri kadar yararlanıyor musunuz? Bir bardak suyun içine bir tam ceviz koyup bir gece bekleterek ceviz suyu elde etmeniz mümkün. Ceviz suyu her gün en fazla 1 bardak olacak şekilde tüketilmeli, yan etkilerini görmemek adına 15 günde bir ara vererek tüketmek gerekir. 

İşte ceviz suyunun faydaları.

1-Cilde iyi gelir
 

Cildin yumuşamasını, sıkılaşmasını ve daha sağlıklı bir görünüm kazanmasını sağlar. Sivilce ya da akne gibi cilt problemlerinin tedavisinde de kullanılır.

2-Sindirim desteği
 

Sindirim sistemi için büyük bir destekçidir. Kabızlığı giderir. Gaz problemleri ve şişkinlik gibi rahatsızlıkları da önler.

3-Tırnak ve saç için faydalı
 

Tırnakların ve saçların güçlenmesi için bakım ürünü olarak da kullanılır.

4-Kilo vermeye yardımcı olur
 

Ceviz suyu, kilo vermeye yardımcıdır. İçerdiği protein özleriyle vücudun yağ yakmasını hızlandırır ve böylece özellikle istenmeyen bölgelerdeki yağ birikimine etki eder. Metabolizmayı da hızlandırdığı için, kilo vermeye çalışanların her gün aç karnına bir bardak ceviz suyu içmesi önerilir. Bazı diyet programlarında, ara öğünlerde tüketilebilecek bir içecektir.

 5-Hormonlar için faydalı
 

Tiroit değerlerini düzenler. Eğer düşük ve yüksek tiroid probleminiz varsa rahatlıkla ceviz suyu tüketebilirsiniz.

6-Hayat kalitesini yükseltir
 

Yorgunluk, gerginlik, halsizlik gibi problemleri azaltır. Hayat kalitenizi yükseltir.

7-Adet sancılarına iyi gelir
 

Adet dönemi düzensiz olan ve sancılı geçen kadınların, bu dönemi daha rahat geçirmesini sağlar.

8-Hamileler ve yeni anneler için faydalı
 

Emziren kadınlar ya da hamileler için de ceviz suyu önerilir. Hamilelik döneminde fazla kilo alımına engeldir. Buna ek olarak, emziren annelerde ceviz suyundaki vitaminler süt yoluyla bebeğe de geçer. Bu dönemde bebek için gerekli olan vitaminler doğal yolla alınmış olur.

9-Uykuya faydalı
 

Ceviz suyu, uyku problemi çekenler için de önemli bir içecektir. Sakinleştirici etkisi ile uyumadan önce içilen ceviz suyu, daha kaliteli bir uykuya dalmanıza yardımcı olur.

10-Kan şekerini düzenler
 

Kan şekerini dengeler ve kan akışını hızlandırır. Böylece, kendinizi daha enerjik ve dinç hissedersiniz.

11-Kolesterolü dengeler
 

Kolesterolü dengeler. Bu özelliği ile kalp ve damar hastalıkları için önemli bir yardımcıdır. İçeriğindeki folik asit, bitkisel Omega-3 ve magnezyum gibi vitaminlerle kalp krizi geçirme riskini de düşürür.

12-Alzheimer'ı önlüyor
 

İçeriğindeki vitaminler ile beyindeki fonksiyonları güçlendirir. Böylece ileride Alzheimer gibi beyin rahatsızlıklarına yakalanma riskini düşürür.

Read More

Çöpe atmadan önce bir kez daha düşünün! İşte filizlenen sarımsağın faydaları

  Hiç yorum yok
Ağustos 09, 2020

  Çöpe atmadan önce bir kez daha düşünün! İşte filizlenen sarımsağın faydaları

Muhtemelen başınıza gelmiştir. Tam sarımsağa ihtiyacınız olmuştur ve bir bakmışsınızdır ki sarımsak filizlenmiştir. Siz de bunun zararlı olacağını düşünerek sarımsağı çöpe atmışsınızdır. Sarımsakların filizlenmesinin nedeninin uzun süre kullanılmamaları ve eskimeleri olduğunu bilirsiniz. Ancak yapılan son araştırmalarla filizlenen sarımsakları çöpe atmanın büyük bir yanlış olduğu kanıtlandı. Besleyici olan ve antioksidan görevi gören sarımsakların sinir sistemine ve soğuk algınlığına iyi geldiğini herkes bilir. Güney Kore’de yapılan son araştırmada ise filizlenen sarımsakların, filizlenmeyenlere oranla çok daha fazla antioksidan barındırdığı görüldü.

Filizlenen sarımsağın faydaları

  • Sarımsak ne kadar olgunlaşırsa içerisindeki antioksidan miktarı da o kadar artar. Sarımsak, damar tıkanıklığından kulak enfeksiyonlarına kadar pek çok rahatsızlığa iyi gelir.
  • Filizlenen sarımsağın virüsleri önleyerek kanseri engellediği belirtiliyor.
  • Filizlenmiş sarımsak damarlarda tıkanıklığı önlüyor ve kalp rahatsızlıkları riskini azaltıyor.
  • Uzmanlar, sarımsağın, salgın hastalıkların yayılmasını engelleyen en önemli faktör olduğunu belirtiyor.

Daha önce neden keşfedilmedi?

Bunun asıl nedeni ise araştırmalarda hep taze sarımsak kullanılmasıydı.

Journal of Agricultural and Food Chemistry'nin 2014 yılında yayımladığı bir makalede en fazla beş gün içinde filizlenen sarımsaklarda aşırı derecede antioksidan yer aldığı yazıldı.

Bir dahaki sefere sarımsağınızın filizlendiğini görürseniz hemen çöpe atmayın. Yemeğinize sarımsağı eklemekten çekinmeyin. Faydasını uzun vadede göreceksiniz.

Sağlık içerikleri sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Read More

Uygun Fiyatlı Kablosuz Kulaklık Önerileri

  Hiç yorum yok
Ağustos 09, 2020

Uygun Fiyatlı Kablosuz Kulaklık Önerileri

Bu yazımızda sizlerle beraber uygun fiyatlı kablosuz kulaklık önerilerini inceleyeceğiz. Kablosuz kulaklıklar telefon, bilgisayar ve tablet gibi cihazlara kablo ihtiyacı duymadan, bluetooth ayarları ile bağlanabilen cihazlardır. Bu kablosuz kulaklıklar pazara uzun süredir hakim. Kablolu kulaklıklar yavaş yavaş ortadan kalkmaya başladı bile. Bunun sebebi kablosuz kulaklıkların daha fazla konfor sunmasıdır. Kablolu bir kulaklık takarsak o kabloyu saklamak için neler yaşadığımızı anlatmaya gerek yok diye düşünüyorum.

Kablolu kulaklıkların en can sıkıcı zamanı ise herhangi bir cihaza bağlıysa ve o kulaklığın kablosuna takılırsak cihazımızın zarar gördüğü zamanlardır. Kablosuz kulaklık bu dertleri ortadan kaldıran bir üründür. Bu ürünün fiyatları çok pahalı olsa da ucuz ve kaliteli olan kulaklıkları aratmayacak olan kulaklıklar da vardır. Bu yazımızda bahsedeceğimiz uygun fiyatlı kablosuz kulaklık önerileri pahalıdan ucuza olarak sıralanacaktır.

Xiaomi Redmi Airpots Tws Kablosuz Basic 5.0 Kulaklık

Xiaomi markasının çıkarmış olduğu bu kulaklık uygun fiyatlı olarak sunacağımız kablosuz kulaklıkların en pahalısı olarak en üstte yer alıyor.

İzleyin: Her şey güzel… bir konu hariç “Xiaomi RedMi Airdots incelemesi”

Kulaklığın fiyatı mağazaların genelinde 150 Türk Lirasına bulunabilirken bazı mağazalarda bu fiyat 118 Türk Lirasına kadar düşmekte.

  • Kablosuz bağlantı: Bluetooth 5.0
  • Bağlantı mesafesi: 10 metre
  • Müzik dinleme süresi: 4 saat
  • Tek kullanımlık pil kapasitesi: 40
  • Şarj dolma süresi: 1.5 saat
  • Şarj kutusu pil kapasitesi: 300
  • Şarj kutusu şarj süresi: 2 saat
  • Net ağırlık: 8.2 gram
  • Şarj kutusunun ağırlığı: 36 gram
  • Android ve iOS uyumu: Evet

Ürünü aldığınız zaman şarj kablosu beraberinde gelmiyor. Bu kulaklığı telefonda kullandığınız şarj ile şarj edebilirsiniz.

Uygun Fiyatlı Kablosuz Kulaklık Önerileri

Uygun Fiyatlı Kablosuz Kulaklık Önerileri

Huawei P10 Kablosuz Kulaklık

Huawei’nin üretmiş olduğu kablosuz kulaklık uygun fiyatlı kablosuz kulaklık önerileri listemizde 2. sırada yer alıyor.

  • Kablosuz bağlantı: Bluetooth 5.0
  • Bağlantı mesafesi: 12 metre
  • Müzik dinleme süresi: 5.5 saat
  • Tek kullanımlık pil kapasitesi: 40
  • Şarj dolma süresi: 1.5 saat
  • Şarj kutusu pil kapasitesi: 350
  • Şarj kutusu şarj süresi: 2.5 saat
  • Net ağırlık: 7.8 gram
  • Şarj kutusunun ağırlığı: 40 gram
  • Android ve iOS uyumu: Evet

Fiyatı 140 Türk Lirası olan bu kablosuz kulaklık bazı mağazalarda ve sitelerde 115 Türk Lirasına kadar düşen fiyatlar ile satışa sunulmuştur.

Video: 100 – 200 TL arası en iyi TAM KABLOSUZ kulaklıklar

Preo My Sound MS31 Kablosuz Kulaklık

Preo markası genellikle Teknosa mağazalarda karşı karşıya geldiğimiz ve kablosuz kulaklık almayı düşünen kişilere fiyatıyla uygunluk veren kulaklık modelidir.

  • Kablosuz bağlantı: Bluetooth 5.0
  • Bağlantı mesafesi: 7 metre
  • Müzik dinleme süresi: 6 saat
  • Tek kullanımlık pil kapasitesi: 40
  • Şarj dolma süresi: 2 saat
  • Şarj kutusu pil kapasitesi: 200
  • Şarj kutusu şarj süresi: 4 saat
  • Net ağırlık: 7.2 gram
  • Şarj kutusunun ağırlığı: 45 gram
  • Android ve iOS uyumu: Evet

Bu kulaklığın ses düzeyi ve tonu kullanıcısını mutlu edebilir ancak yapıldığı malzeme fiyatından da anlaşılacağı üzere pek sağlam değil. Bu yüzden çok dikkatli kullanmanız gerekir. Fiyatı 89 Türk Lirası olan kulaklık dikkatli kullanırsanız verdiğiniz paranın karşılığını verecektir.

Uygun Fiyatlı Kablosuz Kulaklık Önerileri

Uygun Fiyatlı Kablosuz Kulaklık Önerileri

Preo My Sound MS15 Kulak Üstü Kablosuz Kulaklık

Uygun fiyatlı kablosuz kulaklık önerileri yazımızdaki şimdiye kadar yazdığımız bütün kulaklıklar kulak içi kulaklar idi. Bu sefer bahsedeceğimiz kulaklık Preo markasının kulak üstü kulaklık modelidir Kulak üstü kulaklık tercih eden kişiler bu kulaklığı almak isterse uygun fiyatlı kulaklık tercih etmiş olacaklar.

– Kablosuz bağlantı: Bluetooth 5.0

  • Bağlantı mesafesi: 7 metre
  • Müzik dinleme süresi: kullandığınız pile bağlıdır
  • Net ağırlık: 7.2 gram
  • Android ve iOS uyumu: Evet
  • Pille çalışır: Evet

Bu kulaklığı almak isteyenler fiyatına uygun olarak yapımında kullanılan malzeme kalitesine dikkat etmeleri gerekir. Bu kulaklığın fiyatı 79.90 Türk Lirasıdır.

Read More

21 Temmuz 2019 Pazar

Kulak Kiri Neden Oluşur? Kulak Kirini Evde Doğal Yollarla Temizleme

  Hiç yorum yok
Temmuz 21, 2019



Kulak kiri, cerumen salgısının içten topladığı deri döküntüleri ve dıştan gelen toz ve öteki partikülleri hapsederek olduğu yerde toplanması ve zamanla sertleşmesi sonucunda meydana gelmektedir.
Kulak kiri pek sevilen bir şey olmamakla beraber kulağımızı böcekten, bakteriden ve mantardan koruyor. Uzmanların 'kulak çubuğu kullanmak zararlıdır' uyarılarına rağmen pek çoğumuz kulak çubuklarını kullanırız.
Kulak çubukları kulak sıvısını iyice aşağıya doğru itiyor, orada biriken sıvı orta kulakta enfeksiyona sebep olabiliyor. Ancak kulak kiri ile başa çıkmak oldukça kolay..
sağlığımızı tehdit etmeden sağlıklı bir şekilde kulağımızı nasıl mı  temizleyebileceğiz. Detayı videomuz da
GLİSERİN
Gliserin kulak kirini çıkarmayı kolaylaştıran doğal bir maddedir. Kolaylıkla eczanelerde bulabilirsiniz. Her iki kulak için 4 damla uygulayın ve en iyi sonuçları görmek için günde üç kez deneyin.
SİRKE VE ALKOL KARIŞIMI
Eşit oranda sirke ve alkolü bir kasede karıştırın. İçine bir pamuk batırıp bu pamuk desteğiyle kulaklara bir kaç damla akıtın.
ZEYTİNYAĞI
Zeytinyağı kulak kirini yumuşatmak ve temizlenmesine destek olmak için muhteşem bir malzemedir. Bir kaç damla zeytinyağını uyumadan evvel etkilenmiş kulağa damlatın ve öteki tarafınıza yatarak uyumayı deneyin. Bu tedaviyi dört gece arka arkaya kullanın

Read More

16 Temmuz 2019 Salı

Bağırsaklarımızdaki İstenmeyen Solucan ve Kurtlardan Kurtulmanın Yöntemi

  Hiç yorum yok
Temmuz 16, 2019

Bağırsaklarımızdaki İstenmeyen Solucan ve Kurtlardan Kurtulmanın Yöntemi
Parazit ve bakterilerden doğal yollarla vücudu temizleme. Bir çoğumuz vücudumuzda bulunan bakterilerin sağlığımız üzerine etkisini bilmiyoruz. Ayrıca hastaların %80’inde birden fazla parazit ve bakteri bulunur. Yapılan araştırmaya göre ortalama bir insan da yarım kilodan fazla parazit vardır.

Peki bu parazitler vücudumuzda nasıl etkisini gösterir?

Parazitler; vitamin ve mineralleri vücuttan emerek karşılığında negatif toksinler bırakır. Bu parazitler vücudumuzda organizmaların ve organların hasar görmesine yol açar, hatta ölüme bile sürükler. Hijyenik olduğunu bildiğimiz pek çok üründe dahi parazit bulunabilir ve %100 olarak parazitlerden arındırmak çok zordur.

Parazitler vücuda nasıl girer?

  • Yıkanmamış veya az yıkanmış sebze ve meyveler aracılığı ile,
  • Az pişmiş et ve balıklardan,
  • Beslediğimiz kedi ve köpeklerden.
  • Kirli Hava yoluyla,
  • Kirli eller,
  • Her türlü paradan,
  • Havuz, duş tuvalet gibi toplu kullanılan ortamlardan buluşabilir.
Dünyada her 4 kişiden biri ateş, öksürük ve bağırsak sorunlarının ile hastaneye gider ve bunlardan yarısı da anemi, karın ağrısı gibi şikayetleri olur. Bir milyar insanın üçte birinin karın ağrısı ve kurt hastalığına 1 kere yakalanmış olduğu biliniyor..

Peki vücudumuzda parazit ve enfeksiyon olduğunu nasıl anlarız?

  • İştah kaybı varsa,
  • Dışımızda bir gariplik varsa,
  • Çocuklarınız yataklarını çok fazla ıslatıyorsa,
  • Şiddetli karın ağrısı varsa kurt ve parazitten şüphelenmelisiniz.

Parazitler için doğal tedaviler:

Kabak Çekirdeği: 200 gr doğal taze kabak çekirdeği alın bunun kabuklarını ayıklayıp içini çıkarın. Akşam yemeğinde fazla bir şey yemeden yatın sabah aç karnına bu 200 gr ayıklanmış kabak çekirdeğini ağızda iyice çiğneyerek yiyin.
2 saat sonra 1 tatlı kaşığı doğal zeytinyağına 3-4 damla limon sıkın ve için mide hazma başladığı zaman ince bağırsaklarda hafif sızlama hissi olur korkmayın tuvalete çıkabilirseniz çıkın çıkamazsanız 2 gün ara verin (bu iki gün içerisinde kuru incir ve kayısı gibi kabızlığı giderecek gıdaları bol bol tüketin ve bol su için) 2 gün sonra aynı işlemi tekrarlayın.
Bakın bağırsaklarınızda ki kurtlar, solucanlar nasıl dökülecek.
Nar meyvesinin köklerinin kaynatılarak, elde edilen suyun bir kaç sabah ardı ardına aç karna içilmesi, kıl kurdunun düşürülmesinde etkili yöntemlerden biri olarak uygulanır.
Her gece yatmadan önce 1 diş sarımsak yutmak, pek çok hastalıkta iyi etki gösterdiği gibi kıl kurdunun dökülmesinde de faydalı oluyor.
Geceleri yatmadan önce kekik suyu içmek, kıl kurdu bitkisel tedavisinde oldukça etkili bir yöntem olarak kullanılır.

Read More