5 Mart 2019 Salı

  Hiç yorum yok
Mart 05, 2019

Siyah Noktalar için 100 de 100 Doğal Tedaviler !

Sadece birkaç basit malzeme kullanarak siyah noktalardan kurtulun! Cildinizin yine harika görünmesini sağlayacak harika maskeler ve kremler hazırlayabilirsiniz.
Siyah noktalar bir çeşit sivilce türüdür. Yüzünüzdeki gözenekler kir, sebum ya da ölü hücrelerden dolayı tıkandığı zaman meydana gelir.
Siyah noktalar genelde yüzdeki “T” bölgesinde görünürler fakat aynı zamanda yanak, sırt ve vücudun diğer bölgelerinde de sıklıkla görülebilir.
Önce küçük ve beyaz ya da sarı renkte yumrular şeklinde görülmeye başlarlar. Ardından oksijene maruz kalarak siyah noktalara dönüşürler.
Siyah noktalar genel olarak yağ bezleri normalden daha fazla çalışan insanlara, yani yağlı ciltlere etki eder. Fakat bunun bir kısıtlaması yoktur, özellikle ergenlik dönemi ve sonrası başta olmak üzere herkeste görülebilirler.
Siyah noktalar herhangi bir sağlık sorunu olarak değil de bir estetik problemi olarak görülür. Bu sebepten birçok insan bu noktaları yok etmek için çözüm arayışlarına girmiştir.
Ticari olarak dışarıda bulabileceğiniz pahalı ve marka ürünlere alternatif olarak biz de size siyah noktalara karşı beş doğal çözüm paylaşmak istiyoruz.
Her biri kolayca evde hazırlanabileceği doğal malzemeler içerir. Rahatlıkla deneyebilirsiniz!
1. Karbonat ve tarçın
Karbonat ve tarçın karışımı hem sıkıştırıcı hem de antibakteriyel özelliklere sahiptir. Siyah noktaların varlığını azaltmak için garanti çözümlerden biridir.
Bu karışıma limon suyu ve bal da ekleyerek karışımın temizleyici ve yeniden canlandırıcı etkilerini güçlendirebilirsiniz.
Malzemeler
2 yemek kaşığı karbonat (20 g)
1 çay kaşığı toz tarçın (5 g)
Yarım limon
5 yemek kaşığı bal (125 g)
Nasıl hazırlamalı?
Tüm malzemeleri bir kabın içine koyun ve kalın bir hamur kıvamı elde edene kadar karıştırın.
Elde ettiğiniz karışımı yüzünüzdeki siyah noktaların üzerine sürün.
Yaklaşık 10 dakika bekletin ve sonrasında yüzünüzü ılık suyla yıkayın.
Bu yöntemi haftada 3 kere tekrar edin.
Ayrıca Bakınız: Siyah Nokta ve Sivilceler için 6 Ev Tedavisi
2. Papaya
Papaya içeriğinde papain adı verilen bir enzim bulundurur ve bu enzim cildin pH değerinin dengelenmesine ve fazla yağın azaltılmasına yardımcı olur.
Papayayı maske olarak kullandığınızda ciltteki hücrelerin yenilenmesine, ölü hücrelerin atılmasına ve gözeneklerinizin yeniden açılmasına yardımcı olarak sizi yeniden pürüzsüz ve yumuşak bir cilde kavuşturur.
Malzemeler
1 dilim papaya
1 çay kaşığı tuz (5 g)
Nasıl hazırlamalı?
Dilim papayayı rendeleyin ve tuzla karıştırın.
Karışımı yüzünüze dairesel masaj uygulayarak sürün ve 10 dakika boyunca bekletin.
Yüzünüzü ılık suyla yıkayın ve bu uygulamayı haftada 4 kereye kadar yapın.
3. Yulaf ezmesi
Tüm cilt türlerine uyumlu olan yulaf ezmesi, içerdiği cilt kalitesini iyileştiren besinleriyle tam bir doğal cilt bakımı ürünüdür.
Fazla yağın emilimine yardımcı olarak siyah noktaların azaltılmasını ve daha taze bir cilde kavuşmanızı sağlar.
Malzemeler
4 yemek kaşığı yulaf ezmesi (40 g)
2 yemek kaşığı sade yoğurt (30 g)
1 yemek kaşığı limon suyu (10 ml)
Nasıl hazırlamalı?
Tüm malzemeleri küçük bir kap içerisinde krem kıvamı elde edene kadar karıştırın.
Akşamları bu maskeyi nazik bir dairesel masaj uygulayarak yüzünüze sürün ve 20 dakika boyunca bekletin.
Yüzünüzü yıkayın ve normal yüz tonerinizi uygulayın.
Siyah noktaları yok etmek için bu karışımı her gün uygulayın.
4. Elma sirkesi
Elma sirkesinin içeriğindeki asidik ve antiseptik bileşimler ciltteki fazla yağların önüne geçerek sivilce ya da siyah nokta oluşumunu engeller.
Normal kullanımda, gözeneklerinizin boyutunu küçülterek lekeleri ortadan kaldıracak ve cildinizi yeniden pürüzsüz hale getirecektir.
Malzemeler
4 yemek kaşığı elma sirkesi (40 ml)
1 yemek kaşığı mısır nişastası (10 g)
Nasıl hazırlamalı?
Elma sirkesini mısır nişastası ile doğal krem kıvamı elde edene kadar karıştırın.
Bu karışımı yüzünüze sürün ve 20 dakika kadar bekletin.
Kuruduğu zaman yüzünüze nazikçe masaj yaparak ılık suyla yıkayın.
Bu yöntemi her gün uygulayın.
5. Nohut unu
Bu az bilinen bir yöntem olsa da, nohut unu besin değeri bakımından oldukça zengindir ve cildinizin kalitesini arttırmaya yardım edecektir.
Fazla yağların emilimini sağlayarak ölü hücreleri ortadan kaldıracak ve gözeneklerinizi yeniden açacaktır.
Aynı zamanda yüzdeki istenmeyen tüylerden kurtulmak için de alternatif olarak kullanılabilmektedir.
Malzemeler
2 yemek kaşığı nohut unu (20 g)
1 çay kaşığı toz zerdeçal (5 g)
5 yemek kaşığı sade yoğurt (75 g)
Nasıl hazırlamalı?
Tüm malzemeleri bir kâse içine ekleyin ve pürüzsüz bir macun kıvamı elde edene kadar karıştırın.
Elde ettiğiniz karışımı yüzünüze uygulayın ve 30 dakika kadar bekletin.
Yüzünüzü yıkamadan önce ölü hücrelerin pul pul dökülmesi için yüzünüze nazik bir dairesel masaj uygulayın.
Yüzünüzü ılık suyla yıkayın ve bu yöntemi haftada en az 3 kez tekrar edin.
Son olarak, yukarıdaki hangi yöntemi uygularsanız uygulayın bunu iyi bir cilt bakımı ve kurutucu toner kullanımıyla tamamlamayı unutmayın.

Read More

  Hiç yorum yok
Mart 05, 2019

KOLON KANSERİNDEN KORUNMANIN YOLLARI

Kolon kanseri dünyada ve ülkemizde en sık görülen 3. kanser türü. Üstelik tüm dünyada genç yaşta kolon kanseri görülme sıklığı da artıyor.
Yapılan istatistiklerde, 1992-2014 yılları arasında, 20-49 yaş arasındaki yaş grubunda kanser olgularının her yıl yüzde 1-2 oranında artış gösterdiği saptanmış.
Günümüzde genç yaşta daha sık görülmesinde yüzde 35 oranla genetik faktörler rol oynuyor. Ayrıca beslenme alışkanlıkları, yaşam tarzı ve diğer çevresel faktörlerin de bu artışta etkili olduğu belirtilirken, başka olasılıklar da halen araştırılıyor. Kolon kanserinin en önemli özelliği ise sinsi bir hastalık olması. Kanserin başlangıç evresinde veya kanser öncesi lezyonlar olan poliplerin varlığında genellikle hiçbir belirti vermiyor. Bu nedenle de hastaların en az dörtte birinde ancak ileri aşamada tanı konulabiliyor. Aslında kalın bağırsak kanseri önlenebilir bir kanser türü. Bunun için yaşam alışkanlıklarımıza dikkat etmek ve kolonoskopi yaptırmak yeterli geliyor.
Prof. Dr. Nesliar Eser Kutsal1-31 Mart Dünya Kolon Kanseri Farkındalık Ayı ve 3 Mart Dünya Kolon Kanseri Farkındalık Günükapsamında yaptığı açıklamada, kolon kanserinden korunmanın 6 yolunu anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.


Kolonoskopi yaptırmayı unutma

Kolon kanserinin en önemli özelliği büyük oranda önlenebilir bir kanser türü olması. Bu amaçla, dışkıda gizli kan testi ve kolonoskopi yaptırmayı asla ihmal etme. Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Nesliar Eser Kutsal hiçbir yakınması olmasa bile 50 yaşından itibaren her bireyin bu taramaları mutlaka yaptırması gerektiğine dikkat çekerek şu bilgileri veriyor:
Risk faktörüne sahip kişilerin ise daha erken yaptırmaları gerekiyor. Örneğin ailede kolon kanseri varsa, aile bireyleri hastanın kanser tanısı alma yaşından 10 sene öncesinde taranmaya başlanmalı. Dışkıda gizli kan taraması her yıl, kolonoskopi ise bir öncekinin sonucuna göre değişen sürelerde yapılıyor. Her iki yöntemin yapılmasındaki amaç kanser gelişmeden, riskli poliplerin saptanarak çıkarılması veya gelişmekte olan kanseri erken saptayabilmek. Üstelik hastalığın önlenmesinde çok önemli bir yöntem olan kolonoskopi sanıldığı gibi zor ve ağrılı bir işlem değil. Ancak işlemden beklenen başarıyı elde etmek için ön hazırlığın iyi yapılması ve bu konuda uzman kişilerce uygulanması önem taşıyor.”


Daha az kırmızı et, daha çok balık tüket

Sağlıksız beslenme kolon kanserine yol açan en önemli faktörlerden biri. Yapılan çalışmalara göre; liften fakir, hayvansal yağdan zengin beslenmek bağırsak kanseri riskini artırıyor. Özellikle kırmızı et riski artıran önemli bir faktör. Günde 100 gramın üzerinde kırmızı et tüketen veya her gün 50 gr işlenmiş sosis, salam, sucuk gibi et ürünlerini tüketenlerde kolon kanseri riski yüzde 12-18 oranında artıyor. Benzer şekilde vejeteryan veya vegan beslenenlerde risk diğerlerine oranla düşük bulunmuş. Son yıllarda yapılan çalışmalarda Akdeniz diyeti ile beslenenlerde kolon kanseri ve kolon polipleri gelişme riskinin yüzde 30-43 oranlarında azaldığı görülmüş. Akdeniz diyetinde sebze, meyve, tahıllar, kuruyemiş ve omega 3’ten zengin balık tüketimi daha fazla, kırmızı et ve alkol tüketiminin kısıtlı olması, ayrıca obeziteyi önlemesi kanser riskini azaltıyor. Bu nedenle Akdeniz diyetinde olduğu gibi kolonda yararlı bakterileri artıran liften zengin gıdaları, sebze ile meyveyi yeterli tükettiğinizden emin olun. Bu arada kabızlığı önleyen, bağırsaktaki toksinleri etkisini azaltan suyu da günde en az 2 lt tüketmeye özen göster.


Sigarayı bırak, alkolü kısıtla

Birçok kanserojen madde içeren sigara alışkanlığı olanlarda hem kolon polibi hem de kolon kanseri riski artıyor. Ayrıca yapılan çalışmalarda alkolün metabolize edilmesi sonucu ortaya çıkan asetaldehit molekülünün DNA hasarına yol açarak kanserojen etkigösterdiği saptanmış. Öyle ki orta düzeyde alkol alan, örneğin günde 1-4 kadeh alkol tüketen kişilerde kolon kanserine yakalanma riski yüzde 20 gibi yüksek bir oranda artıyor.

İdeal kilona ulaş

Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması verilerine göre; ülkemizde her 100 kişiden 30’u obez ve yaklaşık 35’i de fazla kilolu. Obezite sorunu olan kişilerin sağlıksız beslenmeleri, bağırsak bakterilerinin değişime uğramaları ve kilo ile gelişen hafif iltihap nedeniyle fazla kilolu olmak kolon kanseri için de bir risk faktörü.


Tempolu ve düzenli yürü

Düzenli egzersiz yaparak obeziteyi önleyebilir, bağırsak çalışmasını düzenleyebilir ve bağışıklık sistemini güçlendirebilirsin. Her gün en az 30-40 dakika veya haftada 3 gün, 1 saat tempolu yürüyüş yapman kolon kanseri riskini azaltmada yarar sağlayacaktır.


Kalsiyum ve D vitamine dikkat et

Yapılan çalışmalara göre; kalsiyum bağırsağa toksik olan safra asitleri ve serbest yağ asitlerine bağlanarak onların zararlı etkisini azaltıyor. Dolayısıyla süt, yoğurt ve peynir gibi kalsiyum açısından zengin gıdaları düzenli olarak tüketmeye özen gösterin. D vitamini yüksek olan kişilerde de kolon kanseri riskinin düşük olduğu 17 farklı çalışma ile gösterilmiş. D vitamini tedavisinin kanseri önlemedeki rolü bilinmemekle birlikte, bağışıklık sistemini güçlendirerek etkili olduğu düşünülüyor. Bunların yanı sıra stresten uzak durmak ve yeterli uyumak bağışıklık sistemimizi güçlendiren diğer faktörleri oluşturuyor. Kanıta dayalı olmasa da, kanser riskini azaltmayayardımcı oldukları belirtiliyor.

Kolon kanserinin belirtileri

Bağırsak alışkanlığında kabızlık veya ishal şeklinde değişiklik,
Makattan kan gelmesi,
Karın ağrısı,
Kansızlık
Açıklanamayan kilo kaybı

Read More

  Hiç yorum yok
Mart 05, 2019

Reflüyü Yatıştırmak için 4 Ev Yapımı Doğal Antiasit !

İyi bir beslenme düzeni, vücudunuzun gerektiği gibi çalıştığından emin olmak için en iyi yöntemdir. Fakat reflüyü yatıştırmak için kullanabileceğiniz bazı ev yapımı ilaçlar da bulunmaktadır.
Reflü oldukça rahatsız edici bir durumdur ve reflüyü yatıştırmak için bazı özel yöntemlere başvurmanız gerekebilir. Reflü, yemek borusunun sonundaki kasın uygun şekilde çalışmamasından kaynaklanır.
Yemek borusu ağzı mideye bağlayan tüptür. Yemekler yemek borusundan geçerek midedeki asitlere ulaşır, burada sindirilmeye başlarlar ve böylece besin maddeleri vücudun diğer kısımlarına aktarılabilir.
Eğer yemek borusunun mide tarafı uygun şekilde kapanmıyorsa bazen aynı asit yemek borusundan yukarıya doğru hareket edebilir. Bu, ağrıya ve tahrişe sebep olur.
Bu yazımızda, bu durumla ilgili size daha fazla bilgi vermekle birlikte, reflüyü yatıştırmak için bazı ev yapımı ilaçlardan da bahsedeceğiz.
Reflünün Belirtileri
Bu durumun daha yaygın görülen ve çoğu kişi tarafından bilinen bazı belirtileri vardır. En kısa sürede müdahale edebilmek için bu belirtiler konusunda dikkatli olun:
Mide ekşimesi
Kusma
Uykusuzluk
İştah kaybı
Göğüs ağrısı
Hırıltı
Konuşmada zorlanma
Boğaz ağrısı
Nefes almada zorlanma
Reflünün Sebepleri
Yemek borusunun sonundaki kasın düzgün çalışmamasının yanı sıra, bazı gıdalar da reflüye sebep olmaktadır.
Bu gıdalardan bazıları:
Baharatlı gıdalar: Bu gıdalar mide ekşimesini ve reflüyü tetikler. Eğer dikkatli tüketmezseniz ve problemi çözmek için çaba harcamazsanız, kronik gastrite yakalanabilirsiniz.
Kahve: Buradaki problem kafein maddesi. Kafein reflüyü tetikler ve mide asitlerinin üretimini artırır.
Alkollü içecekler: Bu içecekler yemek borusundaki büzgen kasların iç ve dış kısmını rahatlatır ve bu da mide asitlerinin yemek borusunda yükselmesine sebep olarak reflüye yol açar.
Çikolata: Yağ, kafein ve teobromin içerdiği için, mide asitlerinin üretimini artırır.
Yağlı yiyecekler: Gastrik mukozayı tahriş eder ve özofajiyal büzgen kasları etkiler. Tüm bunlar midenin daha fazla ekşimesine yol açar.
Asitli yiyecekler: Bu gıdalar midedeki pH dengesini düşürür ve reflü ve mide ekşimesini tetikler.
Tedavi edilebilen tüm hastalıklarda iyi bir beslenme düzenine sahip olmak faydalı olacaktır. Meyve, sebze, baklagiller, tahıl ve lif içeren besinler sağlık bir beslenme düzenini takip etmenin ve sağlıklı bir vücuda sahip olmanın ilk adımıdır.
Reflüyü Yatıştırmak İçin Dört Doğal Antiasit
Aşağıda reflüye tamamen veda etmeniz için faydalanabileceğiniz en iyi ve en basit tarifleri sizlerle paylaşacağız!
1. Patates Suyu
Çiğ patates suyu harika bir alkalidir. Tadı ve kıvamı sizi şaşırtabilir ama faydalarını hemen hissedeceksiniz.
Malzemeler
3 yemek kaşığı rendelenmiş patates (45 g)
1 bardak su (250 ml)
Nasıl Yapılır?
Rendelenmiş patatesi bir bardak suda kaynatın ve 10 dakika soğumaya bırakın.
Karışımı miksere koyun ve pütürsüz bir karışım elde edene dek karıştırın.
Bu içeceği her reflü olduğunuzda içmenizi öneriyoruz.
Bunu da okuyun: Patatesin Tadını Sağlıklı ve Lezzetli Bir Şekilde Nasıl Çıkaracağınızı Öğrenin
2. Limon Suyu
Asidik bir meyve olmasına rağmen, limon midede fazla asidi dengeler.
Malzemeler
1 bardak su (250 ml)
6 yemek kaşığı limon suyu (90 ml)
Nasıl Yapılır?
Suyu kaynatın ve ardından ocaktan alın.
Limon suyunu ekleyin.
Hala sıcakken tüketin.
3. Elma Sirkesi
Elma sirkesi, yanmayı, baskıyı ve gastrik reflüden kaynaklı mide ekşimesini yatıştırmak için kullanılabilecek en yaygın doğal antiasitlerden biridir. Bu özelliğinden dolayı reflüyü yatıştırmak için harika bir alternatiftir.
Malzemeler
1 bardak su (250 ml)
2 yemek kaşığı elma sirkesi (30 ml)
Nasıl Yapılır?
Su içeren herhangi bir şey hazırlamadan önce suyu kaynatın ki mikroplardan arındırdığınızdan emin olun.
Suyu kaynattıktan sonra dinlenmeye bırakın ve ardından elma sirkesini ekleyin.
İyice karıştırın ve bir sonraki öğününüzden 30 dakika önce için.
Bunu da okuyun: Kolesterolü Düşürmek ve Kandaki Şekeri Azaltmak İçin Elma Sirkesi
4. Muz Suyu
Muz mide duvarını gastrik asitlerden koruyan mukozanın salgılanmasını tetikler. Dahası, bu meyve yüksek miktarda potasyum içerir. Bu bazik mineral midenin pH dengesinin düzenlenmesine yardımcı olur.
Malzemeler
4 bardak su (1 litre)
4 muz
Nasıl Yapılır?
Muzu soyun ve iki malzemeyi de miksere koyun. Pütürsüz bir karışım elde edene dek karıştırın.
Bu içeceği gün boyunca tüketmenizi öneriyoruz.

Read More

Kırk Yıl Düşünsek Bu Sebzenin Dişleri Beyazlatacağı Aklımıza Gelmezdi

  Hiç yorum yok
Mart 05, 2019

Kırk Yıl Düşünsek Bu Sebzenin Dişleri Beyazlatacağı Aklımıza Gelmezdi


Doğal diş beyazlatan 5 besin ile dişlerinizi bembeyaz yapabilirsiniz. Dişlerinizi beyazlatmak için tonlarca para harcamanıza gerek kalmadan bu besinlerle bembeyaz olacak. Dişleriniz beyazlığını ektra arttırmak için en çok tercih edilen besin haline geldi. İşte dişleri beyazlatan besinler..
2-20190228234431.jpg
DOĞAL DİŞ BEYAZLATAN 5 YİYECEK Tükettiğimiz gıdaların bir çoğunda renk boyaları ve kimyasallar vardır. Seneler içerisinde bu tükettiğimiz gıdalar bir şekilde dişlerimizde renk değişimi yaparlar. Hatta diş üzerinde kalıcı leke bile bırakabilirler. Doğal diş beyazlatan 5 yiyecek içerdiği mineral, asit ve vitaminler ile dişlerinizi kar beyazı haline getirecek. Tek yapmanız gereken bu gıdaları tüketmek. İşte dişleri beyazlatan 5 besin.. DOĞAL DİŞ BEYAZLATAN ÇİLEK Çilek, doğal diş beyazlatan meyvelerden biridir. Çilek içerisinde bulunan bileşenler sayesinde diş lekelerinin çözülmesine yardımcı olur. Dişlerinizi doğal yollardan beyazlatmak için günde altı adet çilek yiyin. Çilek yerken bol bol çiğnemeye özen göstermelisiniz.
3-965.jpg
Çilek yerken hemen yutarsanız etkisi çok olmayacaktır. Bu nedenle uzun süre çilek çiğnemek dişlerinizi beyazlatacaktır. DOĞAL DİŞ BEYAZLATAN ELMA Beyaz dişlere kavuşmak için elma yemelisiniz. Elmayı çiğneyerek yemek tükürük salgısını arttırmayı tetikler. Tükürük salgısı arttığında dişlerinize bulaşan diğer gıda renkleri tutmaz. Elma, diş lekelerini çıkartmak için birebirdir. Ayrıca elma içerisinde bulunan malik asit sayesinde cilde tutunan tüm bakteriler yok olur. Aynı zamanda diş lekeleri kaybolur. KURUYEMİŞ TÜKETİN Doğal diş beyazlatan diğer gıdalar arasında kuru yemişler vardır. Özellikle ceviz, badem ve kavrulmuş fındık yemek dişleri doğal yollarla beyazlatır. Bunun yanında içerdikleri kalsiyum sayesinde dişlerinizi güçlendirir.
4-610.jpg
Bununla beraber diş fırçalama esnasında dişlerinizi pırıl pırıl yapar. DOĞAL DİŞ BEYAZLATMA İÇİN SERT PEYNİR TÜKETİN Dişlerinizi doğal yollarla beyazlatmak için sert peynir tüketin. Sert peynir, uzun süre çiğnendiğinde tükürük bezlerinin üretimini arttırır ve diş üzerindeki lekelerin giderilmesini sağlar. Ayrıca peynir içerisinde yüksek miktarda kalsiyum bulunduğundan dolayı dişler güçlenir. Peynirin diğer bir özelliği ise içerdiği asit sayesinde diş plaklarının dişe tutunmasını engeller. KEREVİZ Doğal diş beyazlatan en etkili yiyecek ise kerevizdir. Taze kerevizi direk olarak tüketebilirsiniz. Kereviz içerisinde bulunan selüloz maddesi karbonat gibidir.

Read More

Toksin nedir ve nasıl birikir? Bağırsaklardaki toksinleri 72 saatte temizleyen karışım

  Hiç yorum yok
Mart 05, 2019

Toksin nedir ve nasıl birikir? Bağırsaklardaki toksinleri 72 saatte temizleyen karışım


Toksin birikiminin ne olduğunu biliyor musunuz? Peki toksin vücudumuzda nasıl birikir? Özellikle bağırsakları etkileyen ve ciddi rahatsızlıklara neden olur. Vücuttaki toksin nasıl temizlenir? Haberin detayında bağırsaklardaki toksinleri 72 saatte temizleyen karışımı ve toksine dair bilmeniz gerekenleri bulabilirsiniz.

Çeşitli sebeplerden ötürü bağırsaklarda zararlı toksinlerin sayısı artar. İlerleyen zamanlarda da bu toksinler bağırsakların hasara uğramasın neden olur. Aynı zamanda kum ve taş gibi ağrılı süreçler yaşatan rahatsızlıklarda ortaya çıkar. Uzmanlar bu zararlı toksinleri ilaç kullanmadan vücudunuzdan rahatlıkla atmanızı sağlayacak bazı önerilerde bulunuyor. Toksin vücuda beslenme ile giren ve zamanla vücudu deformasyonlara uğratır. Bu yüzden temizlenmesi gerekir. Vücudun hemen hemen her bölgesinde olumsuz etkiler oluşturan toksin, özellikle bağırsak florasını etkiler. Taş ve kum oluşumuna neden olan toksin aynı zamanda sindirim problemlerine de sebep olur.  Bunların yanı sıra depresyon, yorgunluk ve stres gibi ruhsal hastalıklarda artar. 
Biriken toksinleri günlük temizlemek için sarımsak, maydanoz, soğan ve portakal gibi anti-bakteriyel bakımından zengin olan besinler sıklıkla düzenli tüketilmelidir.
toksintoksin
TOKSİN BİRİKİMİ NASIL OLUR? 
- Beslenme
Düzensiz vücut hareketleri
Kozmetik ve bazı ilaçlar
- Hava yolu ile..
BAĞIRSAKLARDAKİ TOKSİNLERİ TEMİZLEYEN KARIŞIM
Yarım çay bardağı elma sirkesi
- Yarım çay bardağı limon suyu
- Bir çorba kaşığı zencefil
Bir çay kaşığı deniz tuzu
Bir su bardağı içme suyu
HAZIRLANIŞI
İçme suyunu deniz tuzu ile beraber 5 dakika kaynatın. Daha sonra akalan malzemeleri ekleyin. Ilık olduktan sonra tüketin. Kahvaltıdan önce boş mide ile içilmesi önerilir.

Read More

Tırnak batması neden olur? Tırnak batması nasıl iyileşir?

  Hiç yorum yok
Mart 05, 2019

Tırnak batması neden olur? Tırnak batması nasıl iyileşir?

Özellikle ayak baş parmağında olan tırnak batması birçok kişinin ortak problemidir. Peki, ağrılı, iltihaplı ve zorlu bir süreç olan tırnak batması neden olur? Peki, tırnak batması nasıl geçer? İşte, tırnak batması için yapabileceğiniz çözüm önerileri...
Tırnak batması; bazen yanlış bir uygulama bazen de kalıtımsal olarak pek çok kişiye problem yaratabiliyor. Tırnak batması için önleyici uygulamalar olduğu gibi, henüz fazla ilerlememiş olanlar için de evde rahatlıkla uygulanabilecek çözümler olabiliyor. Ancak ileri boyutlara varan tırnak batmaları için ufak cerrahi operasyonlar gerekebiliyor. 
Genellikle tırnağın içten büyüyerek deri altına girmesi şeklinde görülen tırnak batmasının en büyük belirtisi, parmağın uç kısımlarında oluşan aşırı ağrı ve sızıdır. Ayakkabı zorlaması ve tırnağın uzaması ile de aynı bölgede kızarıklık, şişme, yanma ve iltihap görülebilir. Tırnak batması özellikle 20-30'lu yaşlarda görülebildiği gibi, erkeklerde görülme oranı kadınlara göre daha fazladır.
tırnak batması nasıl tedavi edilir
Tırnak batması neden olur?
Deri altında kendine yer bulan tırnak, enfeksiyonları içeri taşır ve deri altında bir iltihaplanma süreci başlar. Bundan sonra da kızarıklık, ağrı, yanma, iltihap akıntısı gibi belirtiler baş gösterir. Tırnaktan gelen sarı iltihabın sonrası, çok nadir olarak görülse de tırnak kemiğinin iltihaplanması ve enfeksiyon kapmasıdır.
Peki, tırnak batmasının asıl nedeni nedir?
Sıkan ve rahatsız ayakkabılar; tırnak batmasının en büyük nedenlerinden biri ayağı hem rahatsız eden hem de ayak tırnak şeklini bozan sıkı, topuklu, sivri uçlu ayakkabılardır. Bunun için ayak tırnağınızı sıkıştırmayacak ön tarafı rahat ayakkabılar giymeniz önerilir.
Yanlış tırnak kesme; tırnakların yuvarlak ve gömük şekilde derin kesilmesi, aynı şekilde tırnağın deri altına doğru büyümesine neden olur. Bu sebeple ayak tırnaklarının yuvarlak değil düz şekilde kesilmesi gerekir. 
Pedikür; Yanlış uygulanan ve alelade yerlerde yapılan pedikür, tırnağın enfeksiyon kapmasına ve sonrasında batık yaşanmasına neden olabiliyor
Yaralanmalar; tırnağın darbe alması ve zedelenmesi sonucu da tırnak batması görülür. Özellikle futbol oynayanların ve koşu sık karşılaştıkları bir durumdur. 
Genetik durum; eğer ailede tırnak batığıproblemiyle yaşayan bir kişi varsa, siz de tırnak batmasıyla karşılaşabilirsiniz. 
Enfeksiyon durumları; tırnakta bulunan mantar vb. enfeksiyonlar tırnak yapısının kalınlaşması ve genişlemesi sonucu batık görülmesine neden olabilir.
Tırnak batması nasıl ilerler?
En çok ayak baş parmağında görülen tırnak batmasının ilk evresinde yalnızca tırnakta şişme ve kızarma görülür. İlk vakitlerde iltihaplanma ve sıvı gelme yoktur. Daha sonra herhangi bir müdahaleye maruz kalmayan tırnak batığı ilerler ve tırnağın battığı bölgede sıcaklık, yanma ve en son iltihap akıntısı görülür. Bölgeden akan beyaza yakın sıvı enfeksiyon habercisi olmaktan çok, vücudun deri içindeki tırnağa verdiği reaksiyondur. Sonrasında görülen sarı irin şeklindeki iltihap, tırnağın enfeksiyon kaptığının ve kötüleştiğinin habercisidir. 
Tırnak batması nasıl geçer?
Tırnak batması bahsedilen başlangıç evresinde ise, iltihap oluşmadan evvel evdeki çözümlerle kontrol altına alınabilir. Ancak ateş ve iltihap yoğun şekilde artarsa; tırnak çekmegibi hafif operasyonlara baş vurulabilir.
tırnak batmasına çözüm
Tırnak batması için evde uygulanabilecek çözümler; 
*Ayağınızı günde 4 kez sıcak suda bekletin.
*Ayak temizliğine dikkat edin. Günde iki kez ayağınızı sabunlu suyla yıkayın ve temiz, kuru kalmasına özen gösterin.
*Tırnak batması yaşadığınız dönemde sıkı ve topuklu ayakkabılardan uzak durun. Mümkünse tercihiniz yalnızca sandalet ve terlikten yana olsun.
Doktora gitmeden evvel bu işlemi uygulayın;Deriye batmakta olan tırnağın köşesini kaldırmaya çalışın. Tırnak ile deri arasına bir parça pamuk sararak sağlam duracak şekilde yerleştirin. Aralarında boşluk olması gerekmektedir. Bu acı veren bir işlem olmasına rağmen evde tedavinin en önemli kısmıdır. Ayağınızı sıcak suda beklettikten hemen sonra araya koyduğunuz pamuğu biraz daha ileriye itin ve pamuğu her gün değiştirin. 7-15 gün içinde tırnağınız büyüyecek ve batma problemi geçecektir. Bunları 3 gün boyunca düzenli olarak yapmanıza rağmen herhangi bir gelişme olmadıysa doktora görünün. Ayrıca bu aşamada yoğun ağrı ve sızı için ağrı kesicilere başvurabilirsiniz.
Bir diğer yöntem; tuz veya yumuşatıcı bir şeyler eklediğiniz sıcak suda ayağınızı bir müddet bekletin. Daha sonra antibiyotik merhem sürün ve bandajlayın. Birkaç gün sonra ise ayağınızı sıcak suda bekletin ve ardından törpü ve pedikür makasıyla batık yeri deriden çıkarmayı deneyin. Sonra ise merhemleyin ve tekrar bandajlayın. 
Tırnak batması iyileşmiyorsa...
Evde uygulanan işlemlerden sonra tırnak batması geçmiyor ve yineleniyorsa; bir doktora başvurmanız gerekir. Bu ileri evrelerde yapılan işlem ise; anormal dokunun alınması ve tırnak kökünün kısmi olarak kazınması uygun bir işlem olacaktır. İşlem sonrası aynı yerden batmayı engellemek amacıyla tırnak kökünün batan tarafı tahrip edilir.
Peki, tırnak batması bu işlemden sonra da yinelenir mi? Anormal, iyileşmeyen dokuların alındığı durumlarda batmanın tekrar etmesi beklenmez. Sadece tırnağın çekilip iltihaplı ve anormal dokunun alınmadığı durumda tekrar tırnak batması oluşması beklenir. 

Read More

4 Mart 2019 Pazartesi

  Hiç yorum yok
Mart 04, 2019

Mide Ülseri Olanlar için Doğal 6 Yiyecek !

Alkalileştiren ve iltihap gideren bu yiyecekler mide ülseri olanlar için faydalıdır. Bahsedeceğimiz 6 yiyecek bu sorunun çözümüne yardımcı olan tamamlayıcı yiyeceklerdir.
Mide ülserleri, aşırı asidik sıvı üretimi sonucu mide mukozasının astarında gelişen lezyonlardır. En yaygın sebebi H.pilori bakterisidir ancak bazı ilaçların aşırı tüketimi de mide ülserine neden olabilir. Bu sorunla savaşmak adına size mide ülseri olanlar için ideal bir dizi yiyecekten bahsetmek istiyoruz.
Ana belirtisi karın bölgesinde yanma veya ağrı hissidir ancak buna asit reflüsü – irite edici yiyecekleri tolere edememe ve ağırlık hissi – de eşlik edebilir.
Çoğu vakanın şiddeti hafiftir. Bu durumda tek tedavisi kişinin beslenme alışkanlıklarını değiştirmesidir. Ancak bazen komplikasyonlar görülebilir. Kusma ve kanama gibi belirtiler varsa en kısa zamanda bir doktora gitmeniz şarttır.
Midenizin pH seviyesini düzenlemeye yardımcı olup bu sorunun yatışmasını hızlandırabilecek pek çok yiyecek vardır. Bu sorunla karşılaştığınızda çekinmeden yiyebileceğiniz 6 yiyeceği detaylı olarak sizinle paylaşmak istiyoruz.
Mide ülseri olanlar için ideal yiyecekler
Mide ülserinin tedavisinde kişinin beslenme alışkanlıklarını değiştirmesi belirleyicidir. Bazı yiyecekler semptomları kötüleştirir, bazıları da içerdikleri besinler ve sahip oldukları özellikler sayesinde dokuların onarılmasına ve hızlı bir rahatlama sağlanmasına yardımcı olur.
Elbette bunlar doktorunuzun verdiği tedaviyi tamamlayan yiyeceklerdir. Pek çoğu belirtileri kontrol altında tutmaya yardımcı olsa da doktorunuzun yazdığı ilaçların yerine geçmeyeceğini unutmamalısınız.
1. Havuç
Mide ülseri olanlar için en çok tavsiye edilen yiyeceklerden biri havuçtur. Alkalileştirici ve iyileştirici özelliklere sahiptirler. Aşırı asit nedeniyle aşınan mide astarının onarılmasına yardımcı olurlar.
Suyunu sıkabilir, püresini veya salatasını yapıp yiyebilirsiniz. Bu harika sebze asit reflüsü ve yanma gibi rahatsızlıkları kontrol altında tutabilir.
2. Elma
Temel besin maddelerinden bol miktarda içeren elma da mide ülseri olan için ideal bir seçenektir. Faydaları herkes tarafından bilinen popüler meyvelerden biridir. Sindirim sistemi için düzenleyici görevi gören besin lifleri ve organik asitler içerirler.
Hem mide ülserini rahatlatmak için hem de gastrit, kabızlık ve ishal gibi durumlarda tüketilmeleri önerilir.
3. Aloe vera
Aloe vera bitkisinin içindeki kristaller iyileştirici ve mikrop karşıtı özellikleriyle bilinirler. Mide ülseri olan aloe vera kullanırlarsa asidik sıvının aşırı üretimini ve gastrik mukozanın tahriş olmasını kontrol altına alabilirler.
Bu bitkinin içindeki ajanlar bu hastalığın ana sebebi olan h.pilori bakterisinin aşırı büyümesini engelleme yeteneğine sahiptirler. Ayrıca bu bitkinin içinde aleomodine ve aleoleine isimli iki bileşen bulunur. Bu bileşenler zarar görmüş dokuları onarırlar.
4. Muz
Muz nişasta açısından zengin bir gıdadır. Alkalileştirici bileşenler içerir. Vücut tarafından özümsendiğinde midenin pH seviyesini düzenlemeye yardımcı olur. Muz yemek mide mukozasının bozulmasını durdurmaya ve yaraları azaltmaya yardımcı olur.
Mideyi aşındırmaz ve içerdiği besinler zarar görmüş dokuların iyileşmesine yardımcı olur. Sonuçta asit reflüsü ve gastrit nedeniyle oluşan rahatsızlığı yavaşlatır.
5. Patates
En iyi asit giderici gıda kabul edilen patates mide ülserini iyileştirmeye yardımcı olan harika bir yiyecek grubunun bir parçasıdır. Faydaları bol miktarda nişasta, lif ve antioksidan içermesiyle ilişkilidir. Sindirim sürecinin iyileşmesine katkı sağlar.
Alkali tuzları enflamasyonu azaltır ve asit nedeniyle tahriş olmuş dokuları iyileştirmeye yardımcı olur. Ayrıca mide yanmasını azaltır, şişkinliği ve reflüyü keser.
6. Keten tohumu
Suda bekletilen keten tohumu jelatin kıvamında bir madde salgılar. Bu madde mide ülserini rahatlatmada etkilidir. Tüketildiğinde bu sorun nedeniyle oluşan enflamasyonu ve yanmayı yatıştırmaya yardımcı olur.
Bunların yanı sıra önemli bir omega 3 yağ asidi ve lif kaynağıdır. Bu maddeler mide dokularındaki yaraların onarılması için tavsiye edilir.
Mide ülseriniz varsa kaçınmanız gereken yiyecekler
Mide ülseri olanlar için sağlıksız olabilecek, durumlarını kötüleştirebilecek pek çok asidik gıda mevcuttur. İyileşme sürecinde bunları tüketmek hiç iyi olmayacağı için bu gıdaların neler olduğunu bilmekte fayda var.
Başta gelenler şunlardır:
Kahve ve kafeinli içecekler
Tatlılar ve rafine şekerli ürünler
Karbondioksitli içecekler
Baharatlı yiyecekler
Alkollü içecekler
Kızarmış yiyecekler ve fast food
Ekmek ve hazır satılan hamur işleri
Unutmayın, mide ülserinin herhangi bir belirtisini fark eder etmez bir doktorla görüşmelisiniz. Her zaman ciddi olmasa da sizi bir doktorun görmesi ve nasıl olduğunuza onun karar vermesi çok önemlidir. Mide ülserini yatıştırmaya yardımcı olan bu yiyecekler belli bir noktaya kadar semptomları rahatlatmanızı sağlayabilirler.

Read More

  Hiç yorum yok
Mart 04, 2019

Evden Kaçan Köpeğin Nereye Gittiğini Görünce Gözyaşlarını Tutamadı


Evcil hayvanını kaybeden bunun ne kadar acı verdiğini çok iyi bilirler. Evcil hayvanınızla o kadar çok anı paylaşıp vakit geçirmişsinizdir ki artık ailenizin bir parçası olmuştur. Onu kaybedince tıpkı ailenizden birini kaybetmiş gibi hissedersiniz.  Aynı şey hayvanlar için de geçerli.
2-20190301002824.jpg
Cesur ismindeki köpek geçtiğimiz sene ocak ayında sahibini kaybetti. 79 yaşındaki Mehmet İlham’ın hayatının son iki yılında başına gelen en güzel şeylerden biri de Cesur ismindeki köpekti. Uzun süredir felç hastası olan İlhan hayatını kaybettikten sonra köpeği Cesur da hayata küstü. Mehmet’in oğlu Ali, “Babam felçli olduğu için aralarında değişik bir bağ vardı. Babam son günlerinde hastanedeyken Cesur hiçbir şey yememeye başladı” dedi. Mehmet İlhan’ın cenazesi sırasında Cesur son görevini yerine getirdi. İnsanmışçasına sahibinin tabutunun başında bekledi. Başı her daim öne eğikti. Ali İlhan, “Babam gömülene dek kimseye kendisini dokundurtmadı” dedi. Cesur sahibinin nakledilişini üzgün gözlerle izledİ Cesur şimdi Mehmet İlhan’ın oğlu Ali İlhan’la yaşıyor.
3-968.jpg
Hala sahibini çok özlüyor. Babasını kaybettikten birkaç hafta sonra Ali İlhan, Cesur’un sürekli gözden kaybolduğunu farketti. Bir gün Cesur’u evden çıkınca takip etmeye başladı. Meğerse Cesur her gün sahibinin mezarını ziyarete gidiyormuş. Ali İlhan, “Mezarlık bekçisi her sabah Cesur’un babamın mezarına geldiğini söyledi” dedi. Cesur muhtemelen sahibini ölene dek unutmayacak. En azından şimdi sahibinin oğluyla yaşıyor ve emin ellerde. Ali İlhan, “Cesur hep sadık bir köpek oldu. Artık benimle yaşayacak” dedi. Hayvanların duyguları olmadığını söyleyenlere inat gönderiyi paylaşalım.

Read More